3 Ekim 2005 yılında Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki müzakere sürecinin başlamasının ardından geçen 12 yılda Türkiye’nin AB ile ilişkiler açısından bugününü değerlendiren CHP Antalya Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu Üyesi Dr. Niyazi Nefi Kara Türkiye’nin özellikle son yıllarda artan baskıcı politikalar nedeniyle temel hak ve özgürlükler ve demokrasi alanında hızla ivme kaybettiğini belirtti.
AB’ye İhtiyacımız Kalmadı Söylemleri Üzücü
OHAL sürecinde AB ile ilişkilerin ‘müzakereleri askıya alma’ talepleri üzerinden sürdürülmeye çalışıldığını hatırlatan Kara, “Gündüz patlatılan havai fişekler ile AB’ye girmişiz izleniminin verildiği günlerden ‘AB’ye ihtiyacımız kalmadı’ söylemlerinin yaşandığı günlere gelmiş olmak oldukça üzücü. Bu süreçte Avrupa Birliği tarafından müzakereler esnasında başka hiçbir aday ülkeye uygulanmayan yaklaşım ve tutumların sergilenmiş olmasını elbette kabul etmiyoruz. AB’nin AKP’ye kızıp tüm Türk halkını cezalandırmasını da AB’nin değerleri içerisinde değerlendirdiğimiz zaman adil ve haklı bulmuyoruz. Ancak maalesef Türkiye’nin de şapkasını önüne koyup bir değerlendirme yapması gerekir. AB’nin temel değerlerinden hızla uzaklaşan, demokrasiyi OHAL ve getirilen yeni anayasa ile askıya almış bir Türkiye Avrupa’yı korkutmaktadır” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan itibaren batı tarzı bir demokrasi anlayışını benimsediğini hatırlatan Kara, Avrupa Birliği ile müzakerelerin ve ilişkilerin devam etmesinin Türkiye için bir kazanım olacağını belirterek “Türkiye’nin demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü gibi temel alanlarda yeniden bir reform sürecine girmesi gerektiğini her defasında dile getiriyoruz. Müzakerelerin yeniden canlandırılması ile hem bu reformların gerçekleştirilmesi Türkiye’ye kazanç getirecek hem de Avrupa Birliği’ne de birliğe katılım konusundaki samimiyetimizi gösterecektir. Ancak AB tarafından da beklentimiz Türkiye’yi hükümet üzerinden değerlendirerek tüm halkı cezalandırmaması ile daha adil olmaları ve iç politikalarında popülizm için Türkiye karşıtlığını körüklememeleridir” dedi.
Vizesiz Seyahatin Önündeki Tek Engel AKP
Açıklamasında Avrupa Birliği ile yapılan Vize Serbestisi Antlaşmasına da atıfta bulunan Kara, “Vize Serbestisi konusunda Hükümet çalışmaları ağırdan almaktadır. Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz seyahatinin önündeki tek engel AKP iktidarının kendisidir” diyerek Hükümete Türkiye’nin tamamlamakla yükümlü olduğu eksikleri birlikte çalışarak bir an önce tamamlamayı önerdi.
13 AB Üyesi Hiç Sığınmacı Kabul Etmemiş
Göç konusunda ise Avrupa Birliği’nin yetkili organlarına çağrıda bulunan CHP AB Uyum Komisyonu Üyesi Dr. Niyazi Nefi Kara “Türkiye Göç Antlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye gayret ediyor. Hükümetin Suriyelilerin barınması, geçimi, sağlığı ve eğitimi gibi konularda eksiklikleri ve hatalarını sürekli dile getiriyoruz. Özellikle 10-15 yaş grubu Suriyeli çocukların eğitim ve sağlığının planlı bir şekilde kontrol edilmediği ortada. Ancak burada AB tarafına düşen yükümlülükleri de karşı tarafa hatırlatmamız gerekir. Yaklaşık 3 milyon Suriyelinin tüm yükünün Türkiye’ye bırakılması da kabul edilebilir bir gerçeklik değildir. AB Komisyonu geçtiğimiz günlerde kendi açıkladığı rapor ile ortaya koydu ki AB Göç Antlaşması ile ilgili yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirmemiştir. 8834 Suriyeli birebir yöntemi ile 15 AB üyesi ülkeye yerleşirken 13 AB üyesi ise hiç sığınmacı kabul etmemiş. Bu ülkeler arasında Bulgaristan, Hırvatistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka gibi ülkeler var” diyerek AB’nin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Açıklamasında “Türkiye için AB üyeliği bir çağdaş uygarlık projesidir. Aynı şekilde Türkiye’yi içinde barındıran bir AB de Ortadoğu, Asya ve Afrika’ya yönelik politikalarda güvenliğin ve barışın teminatıdır” ifadelerine de yer veren Kara, müzakerelerin yeniden canlanarak üyelik ile sonuçlanmasının hem bölge hem de dünya halkları için barış, demokrasi ve özgürlük yolunda atılacak önemli bir adım olacağını söyledi.