Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Genel Başkanı olması ile birlikte ‘Partili Cumhurbaşkanlığı' dönemi de resmen başladı. Hem AK Parti hem de Türkiye için bu yeni dönemi Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sputnik'e değerlendirdi. Akdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti Genel Başkanlığı'na yeniden seçildiği kongreyle ilgili duygularını şöyle dile getirdi:

 

‘2002'NİN HEYECANINI YAŞADIM, DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN YOLA DEVAM'

 

"Sabah gelirken ben 2002'nin heyecanını yaşadım burada. 15 yıl sonra bu heyecanı yaşamak gerçekten çok önemli. Zaten AK Parti'yi farklı kılan bu. Bu heyecanımız olmasa biz de diğer partilerin olduğu gibi bir müddet sonra kendi içimize kapanır, soğur, taşlaşırdık. AK Parti böyle olmuyor. Çünkü değişime yatkın bir kültürümüz var, istişareye ve değişime yatkın bir yapımız var. Yeniden oluş kongresiydi bu. Daha güçlü bir Türkiye için yolumuza devam edeceğiz."

‘BİZİM MÜTTEFİKİMİZ OLAN BİR DEVLET…'

Sağlık Bakanı Akdağ, Türkiye olarak uluslararası ilişkilerde ittifaklara, menfaatleri birleştirerek o ülkelerin haklarına faydalı olabilecek şartlarda anlaşmayı çok sevdiklerini kaydederek, "Ama bazen bunu bulamıyorsunuz. Mesela biz şimdi Suriye'de bunu bulamıyoruz şu anda. Bizim müttefikimiz olan bir devlet götürüp orada PKK ile kol kola olan bir örgüte YPG'ye silah verebiliyor. Evet ABD. Ama bunların doğru olmadığını anlayacaklar. Türkiye bölgesinde gittikçe güçlenmeye devam edecek. Böyle nevzuhur bir ülke falan değiliz ki biz. Bir takım terörist grupları ya da başka örgütleri geçici bir süre için bir ülke kendi menfaatine kullanabilir, bunun sonu yok. Bunu Amerikalılara da anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

 

‘ÖYLE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL, BİRKAÇ TERÖR ÖRGÜTÜ BİRDEN ÇULLANIYOR'

 

Türkiye yoluna güçlü bir biçimde devam edeceğini, ekonomisini hızla geliştirmeye, refah seviyesini artırmaya devam edeceğini vurgulayan Akdağ, "Bölgede bize ülkemize temiz insanına saldıran her kimse, öyle bir terör örgütü de değil birkaç terör örgütü Türkiye üzerine birden çullanıyor. Bunlara karşı mücadelemize amansız biçimde devam edeceğiz. Vatandaşın bizim başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın hizmetkarıyız ama bu vatandaşımıza zarar verebilecek her türlü terör örgütüne karşı da acımasız bir şekilde mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

‘KARARI AB VERECEK, YA BERABER YÜRÜYECEĞİZ YA YÜRÜMEYECEĞİZ'

Son dönemde Türkiye-AB ilişkileri çok tartışma konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da kongredeki konuşmasında, ‘AB ya bize verdiği sözleri tutar ya da herkes kendi bildiğini yapar' mesajı verdi. Peki bu açıklama ne anlama geliyor, Türkiye-AB ilişkileri kopma noktasında mı? Bu soruya "Hayır kopma noktası diye bir şey yok" yanıtını veren Bakan Akdağ, Erdoğan'ın konuşmasında aynı zamanda "Biz AB ile beraber hareket etmek istiyoruz ama bu artık AB'ye ait bir durum haline geldi" dediğini de söyledi. Akdağ, "Yani Türkiye kendi ev ödevlerini fazlasıyla yapmış durumda sürekli olarak hiçbir ülkeye çıkarılmayan maniler çıkarılıyorsa bu olmaz ki. Kararı onlar verecekler ya beraber yürüyeceğiz ya yürümeyeceğiz" diye konuştu.

 

OHAL ELEŞTİRİLERİNE YANIT: ÖYLE DAVULUN SESİ UZAKTAN HOŞ GELİR ADAMA

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın OHAL'in devam edeceğine yönelik açıklamalarına destek veren Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a göre OHAL'in tartışılmasını Türkiye'ye saldıran birkaç terör örgütüyle birlikte değerlendirmek gerekiyor. "Hangi Avrupa ülkesi bugüne kadar DEAŞ gibi, PKK gibi, FETÖ gibi birkaç örgütün bu kadar ağır saldırısına aynı anda maruz kalmıştır?" diye soran Bakan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir tek örnek verebilen bir Avrupa ülkesi varsa gelsinler bunu konuşalım. Öyle davulun sesi uzaktan hoş gelir adama. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi Fransa'da bir olay olduğu zaman, Belçika'da bir olay Almanya'da bir olay olduğu zaman hepsi birden ayağa kalkıyorlar. Fransa'daki saldırılardan sonra o zaman Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da olmak üzere bütün başbakanlar gittiler Fransa'ya destek verdiler. Neredeler? Hani Avrupa ülkelerinin başbakanları? FETÖ'nün o hain darbe teşebbüsünden günler sonra ‘Biz tam da anlayamamışız meğerse ne önemli ne tehlikeli işler oluyormuş Türkiye'de' falan diye… Yani gözlerini kapamış, kulaklarını kapamış bizi duymamış biri gibi davrandılar.

‘OHAL NE KADAR İHTİYAÇ DUYARSAK O KADAR DEVAM EDER'

 

Türkiye'nin şartları gerçekten farklı. Bunu böyle bir siyasi retorik olarak söylemiyorum. Türkiye'nin şartları gerçekten farklı. Biz olağanüstü hali teröre ve teröristlere karşı kullanıyoruz ve buna ihtiyacımız var. Etrafınıza bir bakın vatandaşlarda olağanüstü halden dolayı bir yaşantı farklılığı oluşmuyor ki. Dolayısıyla ne kadar ihtiyaç duyarsak o kadar devam eder."

Sağlık Bakanı Akdağ, OHAL'in kaldırılması için ‘terör örgütlerinin alt edildiğine ve kafalarını kaldıramayacaklarına emin olmaları' gerektiğini ifade ederken, "Uzun bir süreden mi bahsediyorsunuz?" sorusunu ise, şöyle yanıtladı:

"Çok da uzun bir süreden bahsetmiyorum. Türkiye terörle mücadelesini çok başarılı götürüyor, hiç olmadığı kadar. Son 35-40 yıl içindeki en başarılı terör mücadelesini yapıyor. Keşke Avrupalı dostlarımız bu hususta bize yardım etseler de bu süreçler kısalsa. Yani kanunlarını bahane ederek FETÖ'cuları kucaklarına alan iltica hakkını veren Almanlar değil mi? Senelerdir PKK'yı, PKK'lıları Almanya'da barındıranlar yine Almanlar değil mi? Hem bunu söyleyecekler hem de Batılı ülkeler Batılı dostlar tırnak içinde ifade ediyorum Türkiye'deki OHAL için bir şeyler söyleyecekler. Buna hakları yok. Gerçekten bu çite standart. Bu çifte standarda itiraz ediyoruz, bu çifte standarda hiç de aldırış etmiyoruz. Bizim vatandaşımız bir Alman vatandaşından bir Fransız vatandaşından bir Belçikalı vatandaştan daha mı az kıymetli. Kaç bombalama oldu üst üste. Biz bunlara karşı hangi aracı kullanmak lazımsa, demokratik bir araçtır OHAL, hangi aracı kullanmak lazımsa bunları kullanmaya devam edeceğiz."