Ersoy; Emek, Barış, Demokrasi Mitingi öncesinde kolluğun alması gereken önlemleri almaması ve katliamın ardından halen süren dava sürecinin araştırılmasının ve kamusal sorumluluğu olanların yargılanması gerektiğini dile getirdi.
Mitingden önceki gece kontrol noktaları kaldırıldı
Katliam için yola çıkan canlı bombaların yapılan kontrol ve güvenlik noktalarını aştığını dile getiren Ersoy, miting günü Ankara girişlerinde rutin olarak uygulanan kontrol-arama noktalarının gece saat 02.00 de Ankara Valiliği tarafından kaldırıldığını ifade etti.
Mitingten iki gün TEM Daire Başkanlığına iletilmesi gereken “Gizli ibareli” yazı patlamadan sonra iletildi
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 10 Ekim katliamının gerçekleştiği sabah TEM Daire Başkanlığı’na aralarında bombacı Yunus Emre Alagöz’ün de bulunduğu 3 ismin sansasyonel eylemler yapabilecekleri yönündeki 'Gizli' ibareli yazı gönderdiği ortaya çıkmıştır. 8 Ekim günü elde edilen istihbarata dayanarak hazırlanan yazı, 10 Ekim sabahı TEM Daire Başkanlığı’na iletilmiş ancak yazı patlamadan sonra Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ne iletilmiştir.
Katliamdan dört yıl sonra dokuz klasör evrak Ankara Adliyesi’ne bırakıldı
Katliamın davası sürerken adeta hukuk skandalı denilecek süreçler de yaşandığını dile getiren Ersoy; katliamın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra 9 klasör evrakın kimliği belirsiz kişiler tarafından Ankara Adliyesi savcılık katına bırakıldığını belirtti.
Bırakılan dosyalara ilişkin Ersoy şunları ifade etti:
“Nizip Cumhuriyet Savcılığının, o dönemde Nizip’te gübre bayiliği yapan ve kendisinden gübre almak isteyen şahıslardan şüphelenen bir kişinin, 30 Eylül 2015 tarihinde yaptığı ihbarı ciddiye alarak, konuyla ilgili soruşturma başlatmış ve Yakub Şahin ile onunla birlikte hareket eden Hüseyin Tunç’u ve olayda kullandıkları araçları kısa sürede tespit etmiştir. Bunun üzerine Nizip Emniyet Müdürlüğü, 2/10/2015 tarihinde (katliamdan 8 gün önce) kimliğini tespit ettikleri Yakub Şahin’i Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerine bildirerek hakkında gerekli araştırmanın yapılmasını istemiştir. Ancak dosyaya gelen bilgi ve belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Gaziantep Emniyet Müdürlüğü bu ihbarla ve Yakub Şahin’le ilgili hiçbir işlem yapmamıştır. Yakub Şahin hakkında işlem yapmayan ilgili emniyet personeli hakkında adli ya da idari soruşturma açılıp açılmadığı bilinmemektedir.”
Mahkeme heyetini bilgi edinme yazıları cevaplanmadı
Ersoy; 10 Ekim Ankara Katliamı dosyasının avukatlarının baskısı ile mahkeme heyetinin İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet Müdürlüklerine yazdığı bilgi edinme yazılarının cevaplanmadığını ve delil toplama taleplerinin yerine getirilmediğini belirtti.
Sanıklardan 16 tanesi halen firari
Altı yıldır devam eden 10 Ekim Ankara Katliamı davası halen düzgün şekilde ilerletilmediğini dile getiren Ersoy; mahkeme heyetinin değiştirildiğini ve mahkeme heyetinin ilk duruşmada katliamda yakınlarını kaybedenleri mahkeme salonundan çıkarılmaya çalışıldığını ifade etti
Ersoy; bu durumun hem Türkiye’nin insanlığa karşı suç niteliğinde olan bir davayı sonuçlandırmadığını hem de ailelerin ve avukatların davanın zamanaşımına uğramasından ve davanın sonucunda faillerin gerekli cezayı almamasından endişe duymasına sebep olduğunu belirtti.
Ersoy dava sürecine ilişkin şunları ekledi:
“Dijital kayıtlara ve onlarca delile rağmen dava süreci ilerletilmemektedir. Altı yıldır süren katliam davasında 16 sanık halen firari durumdadır. 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu üyelerinden Murat Kemal Gündüz, hukuki anlamda gelinen noktada ilk davada bazı kişilerin hüküm giymesinin davayı çözmediğini, IŞİD Türkiye yapılanmasının hiyerarşik bir çözümünün yapılmadığını ve firari sanıkların hiçbirine ulaşılmadığını dile getirmiştir. Avukat Gündüz; sanık Erman Ekinci hakkında “insanlığa karşı suç” suçlamasından zaman aşımı işlemediğini ancak firari sanıklar yönünden “Anayasayı ihlal” ya da “terör örgütü üyeliği” suçlamasından geçen zaman aşımının işlediğini belirtmiştir. Davanın avukatları ilk günden bugüne savcılık iddianamesinin yetersiz olduğunu, katliamda kamusal sorumluluğu bulunanların dosyaya dahil edilmediği, delil toplamada yetersiz olunduğunu da vurgulamaktadır. “
Ersoy; 10 Ekim’de yaşanan katliamından önce IŞİD’in gerçekleştirdiği Diyarbakır ve Suruç’taki bombalı saldırıların ve bu saldırıyı gerçekleştiren kişiler arasındaki bağlantılar ve söz konusu şahısların takip edilmesine rağmen görmezden gelindiğini vurguladı. Ersoy; bu durumun bu katliamların önlenebilir olduğunu gösterdiğini ve saldırıların engellenmemiş olmasının sorumluları da yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini belirtti.
Katliamın failleri ve kamusal sorumluluğu olanlar araştırılmalı ve yargılanmalı
Ersoy; Ankara katliamı bu toprakların gördüğü en büyük katliam olduğunu ve suçluların, ihmali ve sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin, bombalı eylemi planlayanların, yardım edenlerin ve gerçekleştirenlerin cezalandırılması gerektiğini ifade etti. Ersoy; 10 Ekim Ankara Katliamı’nın ardından yalnızca bombalı eylemi örgütleyenlerin değil, bu katliamı gerçekleştirecek ortamın nasıl sağlandığının, hangi olanaklardan yararlanarak hareket edildiğinin, üye ve yöneticilerinin nasıl yakalanamadığının araştırılmasının topluma karşı sorumluluk olduğunu söyledi.
Ayrıca Ersoy, Fuat Oktay’a cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları yöneltti:
- 10 Ekim Ankara Katliamı’nın altıncı yılında anma yapmak üzere Ankara Tren Garı önünde bir araya gelen yurttaşlara yönelik saldırıyı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılması düşünülmekte midir?
- Katliamın altıncı yılında Diyarbakır’da anma yapmak isteyen yurttaşlara yönelik saldırıyı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılması düşünülmekte midir?
- 10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden altı yıl geçmiş olmasına rağmen katliamı planlayanlar, yardım eden kişi ve kişiler neden yaklanamamıştır?
- Dava dosyasında yargılanan 16 firari sanığın yakalanması konusunda herhangi bir çalışma yürütülmekte midir?
- 10 Ekim Ankara Katliamı’nda ilgili kişi ve kişilerin istihbarat bilgilerini eksik veya zamanında iletmemiş olması konusunda yürütülen bir soruşturma bulunmakta mıdır?