Emekli Büyükelçi Hakan Okçal, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye’deki geçici hükümet yaptığı anlaşmanın, SDG komutanı Mazlum Abdi’nin önerdiği şekilde yapıldığını düşündüğünü belirterek; “Bu tabii Türkiye’nin istediklerini karşılamıyor. Türkiye nasıl davranacak, bekleyecek mi, beklemeyecek mi bunları göreceğiz. Bir operasyon yapma imkanı artık giderek zayıflıyor” değerlendirmesinde bulundu. Okçal, “Türkiye, YPG’nin tamamen silahtan arındırılmasını istiyordu. Bu olmayacak anlaşılan” diye konuştu.

SDG, ülkedeki geçici hükümetin kurumlarına entegre olmayı kabul etti. Suriye geçici yönetimi lideri Ahmet Şara ile SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından imzalanan anlaşma sekiz maddeden oluşuyor. 

Anlaşmayı ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren emekli Büyükelçi Okçal, geçici hükümetin merkezi bir silahlı kuvvetler oluşturacağını ve silahlı gruplara silah bırakma çağrısında bulunduğunu ve Dürziler ile SDG’nin bunu kabul etmediğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:

''Bir yandan da HTŞ liderliğine Türkiye’den bir talep vardı, 'ya siz çözün ya biz çözelim' diye. HTŞ liderliği ‘Bırakın biz çözelim, zaman içinde çözeceğiz. ‘Türkiye’ye düşman hiçbir harekete ve faaliyete izin vermeyeceğiz’ diye cevap vermişti Türkiye’ye. Görüyoruz ki SDG’nin istediği yönde bir müzakere süreci devam etmiş. Kimse beklemiyordu diyoruz ama HTŞ herhangi bir operasyona tenezzül etmediğine göre Şara ile Abdi arasında bir görüşme süreci, bir süre önce de bunun ilk emareleri ortaya çıkmıştı, başladığını anlıyoruz.''

Anlaşmanın Türkiye’ye etkilerini değerlendiren Okçal, “Türkiye, YPG’nin tamamen silahtan arındırılmasını istiyordu. Bu olmayacak anlaşılan. Silahlı bir varlık devam edecek, en azından 1 yıl süresince. 1 yılın sonunda bu anlaşma gerçekten hâlâ hayatta kalır mı bunu bilmiyoruz. Ama en azından 1 yıl boyunca Türkiye’nin talebi doğrultusunda herhangi bir gelişme olmayacağını anlıyoruz” dedi.

“Suriye’nin geleceği açısından hoş emareler değil”

Anlaşmanın bir yılın sonunda hayata geçip geçmediğini göreceklerini söyleyen Okçal, “HTŞ’nin herkese barış elini uzattığı, özgürlük vaat ettiğini biliyoruz ama daha bir hafta önce Suriye’nin sahil kesimlerinde, Lazkiye, Tartus başta olmak üzere Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde katliam yapıldı. Bu katliam şu veya bu gerekçeyle başlayan olaylar neticesiyle olmuş olabilir. Gerekçesi ne olursa olsun sivil halktan yoğun bir şekilde öldürmeler oldu. Suriye’nin geleceği açısından bundan hoş emareler değil. Bunlar devam etmeyecek diye ummak istiyoruz” diye konuştu.

“Abdi’nin önerdiği şekilde bir müzakere ile bir anlaşmaya varıldı diye düşünüyorum”

17 Mart’ta Avrupa Birliği (AB) ev sahipliğinde düzenlenecek yardım konferansına da değinen Okçal, Şara’nın orada yapacağı açıklamaların AB ülkelerini ikna edip etmeyeceğini, Suriye’ye karşı yaptırımların kaldırılıp kaldırılmayacağının gündemde olduğunu söyledi. Okçal, sözlerine şöyle devam etti:

''Şara’nın çok daha barışçıl mesajlar vermesi lazım ve ılımlı davranması lazım. Bunları yaparsa Suriye’nin kuzeydoğusundaki SDG ve YPG yapılanmasına karşı da bir harekatı başlatması çok güç olacak. Biraz da kendi zorlukları nedeniyle Abdi’nin önerdiği şekilde bir müzakere ile bir anlaşmaya varıldı diye düşünüyorum. Bu tabii Türkiye’nin istediklerini karşılamıyor. Türkiye nasıl davranacak, bekleyecek mi, beklemeyecek mi bunları göreceğiz. Bir operasyon yapma imkanı artık giderek zayıflıyor. Birincisi, uluslararası konjonktür ve oradaki güçler dengesi buna izin vermiyor. İkincisi de artık bu anlaşma imzalandıktan sonra Suriye’yi stabilize edebilecek bir operasyonu yapmak bence çok güçleşti.''

''Suriye’de Kürt kimliğinin tanınmış olması Türkiye’yi rahatsız etmez''

Kürtlerin vatandaşlık hakları ile anayasal haklarının güvence altına alınacağına ilişkin anlaşmanın ikinci maddesini değerlendiren emekli Büyükelçi Okçal, “Kürt kimliğinin tanınması geçmişte Baas rejiminin yaptıklarının tekrar yapılmayacağı konusunda bir işaret vermesi bakımından önemli. Bizi de rahatsız etmez. Çünkü bizde de siyasi anlayış evrildi. Kürt kimliğini, Kürt varlığını kimse artık tanımamazlık etmiyor” ifadelerini kullandı. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı açıklamayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de olumlu baktığını söyleyen Okçal, “Suriye’de Kürt kimliğinin tanınmış olması, birtakım haklar vaat edilmiş olması Türkiye’yi bence rahatsız etmez. Otonom bir yapı kurulursa belki rahatsız eder ama demokratik haklar içinde böyle bir vaat varsa bu Türkiye’yi rahatsız etmez diye düşünüyorum” dedi.

“Bu gruplar süratle silahsızlandırılmalı”

Büyükelçi Okçal, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Suriye’nin güneyindeki çatışmalara ilişkin internetteki görüntülerin çok vahşi ve küçük düşürücü olaylar olduğunu belirterek, “Merkezi hükümet kontrol dışına çıkan birtakım gruplar var. Çeçen, Uygur, Özbek gruplar var. Bunlar daha sert müdahale ettiler. Bunların kontrol altına alınacağını belirtti. Ama aynı HTŞ şunu da yaptı. Bu grupların hepsini Suriye silahlı kuvvetlerinin içine entegre etti” ifadelerini kullandı. Bu grupların süratle silahsızlandırılması gerektiğini belirten Okçal, “Aksi takdirde Şara’nın Şam’dan verdiği barış mesajı, herkese eşit davranacağız şeklindeki mesajlar karşılığını bulmayacaktır” diye konuştu.