İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Sayın cumhurbaşkanı, saygıdeğer eşleri, önceki cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın başbakan ve saygıdeğer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım hepinizi selamlıyorum, hepinize selamlarımı saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.


Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size bize hepimize darbe yapmak istedi.

Öncelikle TBMM’yi sabaha kadar açık tutan TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var, 240 aslanımızı toprağa verdik. 240 demokrasi şehidimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar.

Onları unutmayacağız, demokrasinin kahramanlarıdır onlar. 

TBMM Gazi Meclis’tir. TBMM kurtuluş savaşını yönetmiş bir Meclis’tir. TBMM sabaha kadar çalışarak, darbelere karşı dik durarak, sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğiniz vekillerin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur.

4 siyasi partinin liderleri ve milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır. Gönlüm ister ki bu güzel mitinge bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil parlamento dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı. Çünkü Gazi Mustafa kemal şunu söylüyor, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır.

Artık 15 Temmuz'un bir özelliği var. Bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Bu uzlaşma kültürünü daha ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmış olacağız.

Ben dahil bütün genel başkanların bu musibetten ders çıkarması lazım. Yeni bir olaya zemin hazırlamadan çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım.

1- Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayalım.

2- Siyasette özeleştiri yapmalıyız. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Geçmişi iyi tahlil etmek gerekiyor. Tarihi tekerrür ettirmemeliyiz.

3- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız.

4- Her şartta demokrasiye sahip çıkmalıyız.

5- Milletin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz.

6- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız.

7- Parlamenter sistemi güçlendirmek zorundayız. 15 Temmuz akşamı TBMM dik durarak parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı'nı nasıl yönettiyse bir darbeyi püskürttü.

8- Medyanın özgürlüğü.

9- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. FETÖ ordunu içinde yuvalandı, yargının, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi örgütlenme diyorduk. Şimdi FETÖ deniyor. Yargıyı mahkemede tecelli edeceğiz. Bir hakim Pensilvanya'dan talimatla hareket ediyorsa o hakim hakim değildir.

10- Laikliğin ne kadar önemli olduğunu gördük.

11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil, gelecekte de katkı vermek zorundayız. Mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir.

12- FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, bütün dünya biliyor. Bu örgüt geçmişte Balyoz dediler, Ergenekon dediler, casusluk davası dediler. Hiçbir suçu olmayan pek çok subayımız, eski genelkurmay başkanı dahil tamamını hapse attılar. Yanlış yapıyorsunuz demiştik, onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖ tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Bir devlet üzerinde büyür. Bir devlet o zaman buradan çağrı yapıyorum, sadece size değil, bütün siyasi liderlere geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur.