CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim çalışması kapsamında Bursa’da; “Ne yaparsan yap, millet sandıkta hükmünü verecek. Herkes boyunun ölçüsünü alacak. Ey bu davaların öz savcısı Erdoğan. Yargının, kurumların arkasına saklanma. Bursa’dan söylüyorum. Çık karşıma, mertçe yarış. Bırak benim diplomamı, mertçe yarış. Bizim milletimiz yarışta kaybedeni de sever, kazananı da sever. Yeter ki mertçe yarış ama kazanmak için her yolu mubah gören, mertlikten ayrılanın bu milletin gönlünde yeri olmaz” dedi.

CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’den başlattığı seçim çalışmaları kapsamında Bursa’da partililerle ve yurttaşlarla bir araya geldi. Cengiz Göllü Voleybol Salonu’nda yapılan programda salon tamamen doldu.

Uğradığı silahlı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’i anan İmamoğlu, kendisine yönelik soruşturmalara ve baskılara ilişkin de şunları söyledi:

"Öyle davalar, öyle saldırılar var ki, utanç verici. Bildiğim bir şey var. Bu davaları kağıt üzerinde takip eden bir savcısı var ama davaların gerçek savcısını herkes biliyor. FETÖ kumpaslarıyla organize edilmiş Ergenekon davaları için ‘Ben bu davaların savcısıyım’ diyen zat, şimdi de CHP’ye ve bana açılan davaların savcılığına soyunmuştur. Savcı aramayın, savcı o. Geçmişte bu iki ortak, yargı eliyle siyasi amaçlarına ulaşmayı çok iyi bilirlerdi. Şimdi aynı taktiklerle sandıkta yenemedikleri, bundan sonra da asla yenemeyecekleri CHP’ye yargı eliyle boyun eğdirmek istiyorlar. CHP’ye boyun eğdirirsek millete de boyun eğdiririz diye düşünüyorlar ama ne biz boyun eğeriz ne de bu aziz millete boyun eğdirecek ne devlet ne başka bir unsur anasının karnından doğmadı, doğmayacak. Bu aziz millet büyüktür. Bizler zalimin değil, yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğeriz.

“Davanın asıl savcısı Ankara’da, malum şahsın acelesi var”

Ben 2019’dan bu yana her Allah’ın günü bir soruşturmayla, bir davayla karşı karşıyayım. Belediyemiz son 6 yılda bin 200 teftiş, inceleme, soruşturma geçirdi. Hepsinden elleri boş döndüler ama içlerini öyle bir korku bürümüş ki, bana dava açmadan duramıyorlar. Şimdilik 25 yıl hapis, 5 kez de siyaset yasağı isteniyor hakkımda. Belli ki ‘Ekrem’den böyle kurtulursak önümüzdeki 5 seçimi garanti alırız’ diye düşünüyorlar. Herhalde matematiğini böyle hesap ettiler. Yahu sizin Ekrem İmamoğlu ile hesabınız olsa ne, olmasa ne olur? Gözlerime bakın. Bu büyük milletin sizinle hesabı var. O hesabı görecek. Öyle sabırsızlar ki, beni izliyor, onun için kameraya baktım ya da izleyen arkadaşları görsün. 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Öyle aceleleri var ki, savcılık ikinci kez yazı yazmış üniversiteye. ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili işleri hızlandır, acele et’. Halbuki üniversite bu konuda zaten 5 yıl önce karar almış. ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili hiçbir usulsüzlük yoktur’ demiş 5 yıl önce ama davanın asıl savcısı var ya Ankara’da, malum şahsın acelesi var.

“Diploma 35 yıl sonra bir kişinin siyasi amaçlarıyla iptal edilirse kimse elindeki resmi evrağa güvenemez”

23 Mart’tan önce diploma iptal edilsin diyor. Ekrem karşıma rakip çıkmasın. O günü bugünden kesmek istiyor. CHP’nin adayını da kendi belirleyecek aklı sıra. CHP’den senin karşına bu Ekrem’in önünü kesersen, bu partide milyonlarca Ekrem var. Bunu bilmiyor ama meselenin beni aşan önemli yönleri var. Fakültenin verdiği, üniversiteden Yükseköğretim Kurumu’na, Milli Savunma Bakanlığı’ndan Yüksek Seçim Kurulu’na pek çok devlet kurumunun geçerli kabul ederek işlem yaptığı bir diploma bu. Böyle bir resmi belge, 35 yıl sonra bir kişinin siyasi amaçları, siyasi ihtirası, siyasi çıkarlarıyla iptal edilirse artık bu ülkede hiç kimse elindeki resmi evrağa güvenemez. Benim 35 yıllık diplomamı iptal ettirmeye çalışanlar başarılı olursa yarın da sizin 40, 50, 60 yıllık zeytin tarlalarınıza, aileden kalma tarım alanlarınıza, bağınıza, bahçenize, bankadaki paranıza çöker bunlar. İktidarın kendisi değil; devlette, yargıda etkisi olan, adamını bulan her şahıs bir kumpas kurar. Elinizdeki 40-50 yıllık tapuyu, mahkeme kararını iptal ettirir. Devletin verdiği evraklar siyasi amaçlarla, kişisel hırslarla, ihtiraslarla böyle kolayca geçersiz ilan edilirse bu milletin devletine güveni kalmaz.

“İstanbul Üniversitesi’ni rezil etmeye bile hazırlar”

Beni, Ekrem’i seçim yarışı dışına itmek için hepimizin canını vermeye hazır olduğu, bu memleket için kendini feda etmeye hazır olduğu Türkiye Cumhuriyeti devletini bu hâle düşürmeye razı bunlar. Aynı zamanda 572 yıllık İstanbul Üniversitesi’ni rezil etmeye bile hazırlar. Oradaki bilim insanlarını, oradaki dekanları, rektörleri, oradaki akademisyenleri rezil etmeye hazırlar. Onları itibarsız etmeye hazırlar. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Allah sizi ıslah etsin. Allah sizi bir an önce bu memleketin başından uzaklaştırmamıza yardım etsin. Yüce Allah’a güveniyorum. Milletimize güveniyoruz. 23 Mart’ta gerçekleştireceğimiz ön seçim onun için çok önemli. 23 Mart’ı onun için takip ediyorlar. CHP’lilerin güçlü iradesi ortaya çıkmasın diye, millet bizim iktidar kararlılığımızı görmesin diye her şeyi yapıyorlar. Onların kirli planları varsa bu milletin tertemiz yüreği var. Onların kendi savcısı, kendi yargısı varsa bilinmelidir ki, yüce Türk yargısının çok güvenilir hakimleri, savcıları bu durumdan rahatsızdır. Onlar günü gelecek, bu ülkenin adil yargı sisteminin neferleri olacaklar ama bu milletin de vicdanı var.

“Kazanmak için asla şerefini kaybetme”

Ne yaparsan yap, millet sandıkta hükmünü verecek. Herkes boyunun ölçüsünü alacak. Bu davaların öz savcısı, ey bu davaların öz savcısı Erdoğan. Yargının, kurumların arkasına saklanma. Bursa’dan söylüyorum. Çık karşıma, mertçe yarış. Bırak benim diplomamı, mertçe yarış. Bizim milletimiz yarışta kaybedeni de sever, kazananı da sever. Yeter ki mertçe yarış ama kazanmak için her yolu mubah gören, mertlikten ayrılanın bu milletin gönlünde yeri olmaz. Her yolu mübah görmenin aslında bu memleketin vicdanında, geçmişinde açtığı yaraları çok iyi biliyor bu insanlar. Bizde güzel bir söz vardır, halkımız bunu çok kullanır. Kaybedeceksen şerefinle kaybet ama kazanmak için asla şerefini kaybetme.”