HDP'li Müslüm Doğan önergesinde projenin iptal edilmesi gerektiğine dair ortada dört mahkeme kararı olmasına rağmen proje inşaatının inatla devam ettirilmesi ve tamamlanma aşamasına getirilmesi kimin sorumluluğunda olduğunu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bu şirketlere bir garanti verilip verilmediğini ve mahkeme kararlarına rağmen projeyi durdurmayan şirket yöneticileri hakkında herhangi bir işlem başlatılıp başlatılmadığını sordu.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet ÖZHASEKİ tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Müslüm DOĞAN
İzmir Milletvekili
Antalya’nın Alakır Vadisi’ndeki Dereköy HES projesine karşı açılan dört dava da kazanılmasına rağmen hukuka aykırı bir biçimde inşaatının yüzde 95'i tamamlandı. Bildiğiniz gibi 60 kilometre uzunluğunda, 15 kilometreye ulaşan genişliğiyle 90 bin hektar alana yayılan vadide dördü faaliyette, biri inşaat, üçü de proje aşamasında 8 HES bulunmaktadır. Sizlerin de bildiği gibi Karacaören Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği, Dereköy HES projesi için 23 Kasım 2016 tarihinde verilen 'ÇED olumlu' kararının iptali istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dava açmış, Antalya 4. İdare Mahkemesi, 'Doğal SİT alanında geri dönülemez zararlara yol açar' diyerek yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Aynı proje için daha önce verilen 'ÇED olumlu' kararı ise yerel mahkeme tarafından iptal edilmiş, bu karar Danıştay tarafından 23 Şubat 2016 tarihinde onanmıştı.
Alakır Nehri ve Alakır Havzası her boyutta, doğal/biyolojik yapısı bakımından zenginliği yönüyle doğal SİT özellikleri arz ediyor. Endemik tür veya popülasyonların varlığı hem dünya ölçeğinde özgünlüğüne hem de bilimsel açıdan önemine işaret ediyor; bu özellikler alana birinci derece SİT nitelikleri atfediyor. Alakır Vadisinin doğal ve biyolojik yapısı da düşünüldüğünde bu alana yapılacak HES projelerinin yarattığı ekolojik tahribatın bir an önce durdurulması gerekmektedir. Dört ayrı dava sonucuna rağmen projenin yüzde 95'inin tamamlanması rant ve talan politikalarının hukuk tanımadığını göstermektedir.
Bu bağlamda;
1- Doğallığı ve biyolojik yapısı bakımından doğal sit özellikleri taşıyan Alakır Vadisi'ne HES yapmanın temel gerekçesi nedir?
2- Projenin iptal edilmesi gerektiğine dair ortada dört mahkeme kararı olmasına rağmen proje inşaatının inatla devam ettirilmesi ve tamamlanma aşamasına getirilmesi kimin sorumluluğundadır? Çevre ve Şehircilik bakanlığı olarak bu şirketlere bir garanti verilmiş midir?
3- Mahkeme kararlarına rağmen projeyi durdurmayan şirket yöneticileri hakkında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?
4- Antalya’nın doğal SİT alanlarından Alakır Vadisi’ne ilişkin ‘HES projesinin yapılmasına olanak yoktur’ yönündeki kesinleşmiş yargı hükmüne rağmen Reis adındaki şirketin bir megawattlık kapasite artırımı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED gerekli değildir’ kararı hangi gerekçelerle verilmiştir?
5 - Çevre ve doğayı korumak “çevre hakkı”nın korunmasını sağlamak için mevcut yasal olarak ne tür çalışmalar yapmaktasınız?