Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, Türkiye’nin Moskova büyükelçisi ve dışişleri bakanı dururken iş adamı Ethem Sancak’ın Rusya’ya gidip bir televizyon kanalında Türkiye Cumhuriyeti adına konuşarak “NATO üyeliği Türkiye’nin geçmişten gelen ayıbıdır” demesinin, Trump’ın “Ahmak olma!” mektubundan bu yana Türkiye’nin düştüğü en kötü durum olduğunu söyledi. Davutoğlu, Sancak’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izniyle konuşup konuşmadığının açıklanması gerektiğini söyledi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TV5’de yayınlanan ve moderatörlüğünü Esra İnce’nin yaptığı “Liderler Turu” programında Hasan Basri Akdemir, Mustafa Deniz ve İbrahim Kahveci’nin sorularını cevapladı.

Davutoğlu, bir soru üzerine Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından Rusya’ya gönderilen ekipte yer alan iş adamı Ethem Sancak’ın, “Türkiye adına” görüşmeler yapmasına ve Rus televizyonunda konuşmasına tepki gösterdi.

Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Trump’ın “Ahmak olma!” mektubundan bu yana en kötü durum”

“Bir iş adamının, hele hele hükümetle vergi indirimleri üzerinden, şeffaf olmayan ihaleler üzerinden rant sağlamış ve bunu Perinçek ekolünü finanse etmek üzere kullanmış bir iş adamının, Türkiye’nin gayri resmî sözcüsüymüş gibi Rusya’da açıklama yapması, devletimizin düştüğü vahameti ortaya koyuyor. Hiçbir iş adamı, devlet adına “NATO üyeliği Türkiye’nin geçmişten gelen ayıbıdır” diye bir tabir kullanabilir mi? Türkiye’nin varsa en büyük ayıbı, Türkiye’nin değil bu ayıp, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün bir iktidarın, Sayın Bahçeli’nin, bir iş adamının “Türkiye’nin ayıbı” diye dışarıda açıklama yapacak derecede devleti istiskal etmiş olmaları, küçük düşürmeleridir. Bu ifadeyi gördüğümde, Trump’ın “Ahmak olma!” mektubundan bu yana belki en hiddetli… Ne haddine? Kimdir Ethem Sancak? Veya başka kim, “Türkiye’nin ayıbı” diye başlayan bir cümleyi başka bir televizyonun (ülkenin) kanalında kullanabilir? Hani dersiniz ki “yönetimin ayıbı”, dersiniz ki “şu hükümetin ayıbı”, dersiniz ki “şu liderin ayıbı”. Hani bunlar bile bir iş adamının ağzından çıkmaması gereken şeylerdir; ama hangi yetkiyle konuşuyor? Bu, şu anda bu iktidar ile Türkiye’nin onuru itibarıyla düştüğü yeri gösteriyor. Sayın Bahçeli konuşsun, devlet adabı nerede burada? Sayın Erdoğan konuşsun, kendi destekleriyle böyle semirdiği iş adamlarının hangi hakla devleti temsilen konuşabildiği konusunda. Bir kere bunu kabul etmek, bunu tahayyül etmek bile imkânsız. Net olarak bunu koymak lâzım. Burada bir devlet krizi var.

“Büyükelçi ve dışişleri bakanı dururken neden Ethem Sancak?”

Diğer taraftan Sayın Erdoğan, evet gayri resmî sözcüsü Ethem Sancak olabilir; hatta Ethem Sancak, muhtemelen Sayın Erdoğan’dan izinli gitti oraya, ilişkileri düzeltelim falan gibi. Eğer izinli gittiyse bir felâket. Orada Türkiye Cumhuriyeti’nin Moskova Büyükelçisi var, Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı var. Özel temsilci gönderecekse, en yakınından bir ismi gönderir, Sayın Putin’e gerekli açıklamaları yaptırabilir. Ne hakla? Erdoğan’dan izinli mi konuştu? Bunu açıklaması lâzım Ethem Sancak’ın ve Sayın Erdoğan’ın açıklaması lâzım. O mu gönderdi Sancak’ı, konuşmak için? Gönderdiyse hangi yetkiyle gönderdi ve hesap vermesi gerekirse Ethem Sancak’ın hesap vermesi gereken merci neresidir?”