Tarım işçilerinin büyük bölümünü küçük çocuklar oluşturuyor. Bunların arasında okul çağında olan 6 yaşındaki küçük çocuklar dahi var. Aileleriyle birlikte çalışmak zorunda kaldıkları için çocuklar okula gidemiyor, sağlıklı beslenemiyor.

 

 

CHP’li Yılmaz, “6 yaşındaki Fatmanur’un minik elleri soğan rengine bulanmış, İbrahim 11 yaşında, aynı tarlada soğan kesen kardeşi Berat 7 yaşında, işte durum bu kadar vahim. Tarım işçilerinin sıkıntılarının takipçisiyiz, çalışma koşullarının mutlaka iyileştirilmesi gerekiyor” dedi.

TARIM işçileri sadece Akdeniz ve Ege bölgelerinde değil, Ankara’da da zor şartlarda çalışıyor. Başkent’in göbeğinde çok ağır şartlarda çalışmak zorunda kalan tarım işçilerinin sağlıklı içme suları ve elektrikleri yok. Polatlı’da tarlalardan soğan toplayan işçilerin büyük bölümünü küçük çocuklar oluşturuyor. Bunların arasında 6 yaşındaki küçük çocuklar bile var.  CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Polatlı’daki tarlalarda çalışan mevsimlik işçilerle bir araya gelerek, sıkıntılarını dinledi. Tarım işçiliğinin durumunun vahim olduğunu vurgulayan Yılmaz, “6 yaşındaki Fatmanur’un minik elleri soğan rengine bulanmış, İbrahim 11 yaşında, aynı tarlada soğan kesen kardeşi Berat ise 7 yaşında, işte durum bu kadar vahim. Tarım işçilerinin çalışma koşullarının mutlaka iyileştirilmesi gerekiyor. Sıkıntılarının takipçisiyiz” dedi.

GÜNDE 13-15 SAAT ÇALIŞIYORLAR

CHP’li Yılmaz, Polatlı İlçe Başkanı Selami Ovacık ve Sinanlı Köyü Muhtarı Mustafa Arıkan’la birlikte Polatlı’da çalışan mevsimlik tarım işçileriyle buluştu. Adatopraklı Köyü ile Sinanlı arasındaki ekili alanlarda çalışan işçileri, tarlada ziyaret eden Yılmaz, tarım işçilerine çalışma şartlarını sordu ve sıkıntılarını dinledi. Yılmaz’a mevsimlik tarım işçilerinin sıkıntılarını, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitiren ve ailesinin yanına soğan toplamaya gelen Mustafa Zengin anlattı. Şanlıurfa’nın Siverek İlçesi’nden mevsimlik tarım işçisi olan ailesine yardım etmek amacıyla Polatlı’ya gelen Zengin, ailesiyle birlikte çadırlarda kalıyor ve soğan topluyor. Zengin, Yılmaz’a ağır şartlarda çalıştırıldıklarından şikayet etti. Sabahın erken saatlerinde çalışmaya başladıklarını söyleyen Zengin, “Sabah 05.30’da kalkıyoruz, akşam 20.00’ye kadar tarlalarda çalışıyoruz, Gün oluyor sabaha karşı 03.00’te kalkıyoruz, çünkü ürünün tarladan toplanması gerek. Burada 150 kişi, 450 dönümlük tarlada söküm, kesim, dolum yapıyoruz. Günde 13-15 saat arası çalışıyoruz” dedi.

“SAĞLIKLI SU YOK, ELEKTRİK DE YOK”

            Kaldıkları yerde kuyu suyu kullandıklarını dile getiren Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kuyu suyunun bağlandığı boruların ve tankerlerin kanserojen olması sebebiyle risk altındayız, kanserojen madde içiyoruz. Çadırlarda kalıyoruz, elektrik yok. Elektriğimiz jeneratörle çadırlara veriliyor, jeneratör akşam 2-3 saat çalışıyor ve çalışan jeneratörün parası da işçinin parasından kesiliyor. İşverenden kesilmiyor. Dayılar aracılığıyla iş bulduğumuzdan, dayıbaşlarına topladığımız günlük soğanın yüzde 10’unu veriyoruz. Bunu bilerek geliyoruz, işin başında biliyoruz, ama birçok şey işçiden kesiliyor. Hep akraba olarak çalıştığımız için, aileler olarak çok para kazanıyormuşuz gibi bir algı var, oysa kişi başına aylık asgari ücreti ancak kazanıyoruz. Dayıbaşlarından tutun da işverene kadar korkusundan kimse sesini çıkaramıyor, ben yaşadıklarımızı anlatmazsam kim anlatacak bilmiyorum. İşçi sesini çıkarsa, bir sonraki yıl tarlaya gelememe ihtimali çok yüksek. Her biri işsizlik korkusuyla bu şartlara katlanmak zorunda bırakılıyorlar.”

ÇOCUKLAR OKUL YERİNE TARLADA ÇALIŞIYOR

CHP’li Yılmaz, Zengin’e çocukların eğitim alması için Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir adım atıp atmadığını sordu. Zengin ise “Burada 150 ailenin çalıştığı yerde, üniversite okuyan sadece bizim aileden çıktı. Kardeşim de ben de çok zor şartlarda üniversite okuduk, tarlalarda çalıştık, ailemiz de tarım işçiliği yaparak bizi okuttu. Bizden başka üniversite okuyan yok. Şimdi burada bulunan ailelerin lise ve ortaokul çağındaki çocukları memlekette kalabiliyor ve okuyabiliyorlar fakat ilkokul çağındaki çocuklar aileleriyle birlikte burada kalıyor ve okula gidemiyor” dedi.

“HAYATIMIZ NAYLON ÇADIRLARDA GEÇİYOR”

Bir tarım işçisi ise mevsimlik işçilerin zorlu göçebe hayatını şu sözlerle anlattı:

“Adana’da karpuzla başlıyoruz, Aralık’ta hazırlığını yapıyoruz, Ocak, Şubat ekimini yapıyoruz. Sonra patates, sonra narenciye, Ankara’ya soğan için geliyoruz, buradan tekrar Adana’ya döneceğiz. İçimizde soğandan sonra, ambar işine gidecek olanlarımız var. Adana, Reyhan, Amasya, Ankara derken ailelerimizle birlikte sürekli dolaşıyoruz, çoğumuz Urfa’dan geldik, çoğumuz akrabayız, evlerimiz var memlekette ama kapısını açan yok. Hayatımızı naylon çadırlarda geçiriyoruz”

Başka bir tarım işçisi de kuyu suyundan hastalandıklarını belirterek, “Kuyu suyu içtiğimizden hastalanıyoruz, tatlı su yok. Çocuklarımız için para verip su alıyoruz, onu da hastalanmasınlar diye sadece çocuklara içiriyoruz” diye dert yandı.

YILMAZ: “ÇOCUK İŞÇİLİĞİN GELDİĞİ NOKTA VAHİM”

Tarım işçilerinin kaldığı yerleri gezerek, çadırları da dolaşan Yılmaz, bir dokunup bin “ah” işittiğini, tarım işçilerinin çok fazla sorunla boğuştuğunun altını çizdi.  Çocuklara kitap hediye eden Yılmaz, çocuklarla birlikte kitap da okudu. Çocukların bazılarının bir harf bile bilmediğine dikkat çeken. Yılmaz, şöyle devam etti:

“ Burada 6 çocuklu bir ailenin çocuklarıyla birlikte çalıştıklarına tanıklık ettik. Çocuk işçiliğinin geldiği noktayı Polatlı’daki tarım işçilerinin hali bizlere anlatıyor. 6 yaşındaki Fatmanur’un minik elleri soğan rengine bulanmış, İbrahim Canpolat 11 yaşında, aynı tarlada soğan kesen kardeşi Berat Canpolat ise 7 yaşında, işte durum bu kadar vahim. 11 yaşındaki Baver Gül de okulda değil, soğan tarlasında. Bu çocuklar, okullar açılmış olmasına rağmen tarlada çalışıyor, Polatlı’da yaklaşık 50-60 çocuk soğan tarlalarında çalışıyor. Tarım işçilerinin sıkıntılarının takipçisi olacağız. Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma şartları iyileştirilmediğinden, çocuklar alması gereken eğitimi alamıyor. Tarım işçilerinin koşulları geçen zaman içerisinde iyileştirilmiş değil. Tarım işçileri konusunda hükümetin ciddi adımlar atması gerekiyor. Ailelerin su ve elektrik gibi hayati sorunları var. Mevsimlik tarım işçileri hala sigortasız çalışıyor, hiç dinlenmeden çalışıyorlar, sağlıklı koşullarda barınamıyorlar. Mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunlar son bulana kadar, bunları dile getirmeye devam edeceğiz.”