Halkın kendi yaşamı ve geleceği hakkında söz ve karar sahibi olduğu bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet, insanlık tarihinin en büyük kazanımlarından biridir.
Bundan 98. Yıl önce Başkent Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilan edilen Cumhuriyet, ülkemiz için demokrasi, laiklik ve çağdaşlaşma yolunda en önemli adım olmuştur.
Ulu Önder’in, “Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa, kazanılan zaferler kalıcı olmaz” uyarısı da özgürlük ve bağımsızlığımızın yol haritası niteliğindedir.
Oysa bugün, ülke ekonomimizin içinde bulunduğu karanlık tablo, Atatürk’ün uyarısının aksine üretmeyen, savurgan, liyakatsiz, yandaşları koruyan ve dışa bağımlı bir politika izlenilmesinin sonucudur. Özellikle kadınlar ve geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimiz, bu ekonomi politikasının getirdiği ağır yükün altında ezilmekte, çaresiz ve sahipsiz kalmıştır.
Mustafa Kemal’in önderliğinde büyük milletimizin kanı, canı ve sonsuz emekleriyle kurulan laik Cumhuriyet’in, tüm değerleriyle sonsuza değin yaşatılması hepimizin vazgeçilmez ortak sorumluluğudur.
Bu millet; sahip olduğu değerlere her ne koşul altında olursa olsun sahip çıkan, kardeşliği din, dil, ırk, mezhep gibi bölücü unsurlara feda etmemeye yeminli bir millettir.
Her hal ve şartta bugün; Cumhuriyetimiz için ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenerek milli birlik ve beraberliğimizi gösterme günüdür.
Bu duygularla;
Ülkemizin kuruluşunun, bağımsızlığımızın, ulusal egemenliğimizin, birlik ve beraberliğimizin simgesi olan Cumhuriyetin ilanının 98. Yılını ve en büyük bayramımız Cumhuriyet Bayramımızı coşku ve gururla kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ü, silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.