CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK'nın ardından açıklamalarda bulunuyor.
Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
-Covid-19 salgınında üçüncü zirveyi yaşıyoruz. Lebalep parti kongrelerinin ardından, günlük vaka sayıları hızla ikiye katlandı. 26 binlerde olan vaka sayısı, Üç haftada 60 binin üstüne yerleşti. 84 milyon nüfuslu Türkiye, günlük vaka sayısında, 1,4 milyar nüfuslu Hindistan, 330 milyon nüfuslu Amerika Birleşik Devletleri ve 211 milyon nüfuslu Brezilya ile birlikte başa güreşiyor.
-İkinci doz aşısını olabilen vatandaşlarımızın sayısı nüfusun onda birinin altında… AK Parti’nin büyük kongresinin ardından, üç haftada 4 bin 569 vatandaşımızı kaybettik. Dün, tek günde 297 yurttaşımızı kaybettik. Ve artık her 100 ağır hastadan 10’unu kaybediyoruz. Bunlar korkunç birer rekor. Saray’ın kibirli başı, siyasi iflasını gizlemek için, pandemiye rağmen lebalep kongreler düzenledi.
-Kendi korkularını bastırmak için Milletin canını tehlikeye attı. Ortada hatalarının, ve sorumluluğunun farkında olmadan ülkeyi yönettiğini sanan bir Şahsım hükümeti var. Dünya salgında yavaş yavaş açılma sürecine geçerken, biz “yarım yamalak kapanma” sürecine geçtik. Bu beceriksizliğin, bu korkunç tablonun sorumlusu kim? Elbette artık ülkeyi yönetemeyen Erdoğan Şahsım Hükümeti… Ama Erdoğan Şahsım Hükümeti salgın kontrolden çıkınca topu taca atıyor.
-Salgınla mücadelede sorumluluğunu, “Tek kişi hariç” 84 milyonun üstüne yıkmaya çalışıyor. Sanki partililerini otobüslere doldurup, göbek attırarak Ankara’ya getirenler bunlar değil. Sanki Gençlik Kolları Kongrelerinde, üst üste, alt alta deve güreşi yaptıranlar bunlar değil. Ama tüm bunları “tensip buyuran” tek kişi hariç, sorumlu, 84 milyon insanımız. İşler iyi giderse Erdoğan Şahsım Hükümeti’nden, kötü giderse milletten…
-Erdoğan Şahsım Hükümetinin yetkisi çok ama sorumluluğu yok. Böyle bir yönetim anlayışı dünyada yok. Bu komediyi gören milletimiz haykırıyor: “Dükkânı kapat dediniz kapattık. Sokağa çıkma dediniz, çıkmadık. Yemeği siz yediniz, Hesabı şimdi bize ödetiyorsunuz.” Bilim Kurulu derseniz… Adı var, kendi yok. Ne önerdiler, Erdoğan Şahsım Hükümeti ne kadarını uyguladı? Bilen yok. Erdoğan Şahsım Hükümeti, Bilim Kurulu’nu kendine dekor yaptı. En son İçişleri Bakanlığı, “Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda” dedi, ve “İki haftalık kısmi kapanma kararının” ayrıntılarını açıkladı. Ama alınan kararların neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
-65 yaş üstü vatandaşlarımız büyük ölçüde aşılandı. Ama yine bu yaş grubuna, Yeniden sokağa çıkma kısıtlamaları getirildi. Salgında en fazla hırpalanan yaş grubu maalesef 65 yaş ve üstü oldu. Alzheimer, Demans gibi hastalıkları olanların hastalıkları ilerledi. Yaş depresyonları başladı. Şimdi bu vatandaşlarımız isyanda…
-Yine yayınlanan genelgeye göre vatandaşlarımız kısıtlama saatlerinde, kendi aracıyla bir şehirden, başka bir şehre gidemeyecek. Ama toplu taşımayla gitmek serbest… “İş yerleri akşam saat 18.00’de kapanacak” deniyor. Sokağa çıkma yasağı 19.00’da başlıyor. Bir saatte işten nasıl çıkarsınız, vve nasıl gidersiniz, evin alışverişini nasıl yaparsınız..
-Özellikle İstanbul’da vatandaşlarımızın çakarlı makam araçları yok, korumaları yok. Kırımızda geçme imtiyazları yok. Bunlar milletin halini bilmeden, devleti yönettiklerini sanıyorlar.
-Erdoğan Şahsım Hükümeti, Ramazan ayında lokanta, kafeterya ve pastaneleri kapattı. Bunlar müşteri kabul edemeyecek. Bu işletmeler gel-al ve paket servisiyle ayakta kalmaya çalışacak. Biz, CHP Ekonomi Masası olarak, Yeme içme sektörü temsilcileriyle sık sık bir araya geldik. Türkiye’nin dört bir yanını geziyoruz. Lokantacılar, pastaneciler gel-al ve paket servisle, dükkânlarının dönemediğini söylüyorlar. Peki Erdoğan Şahsım Hükümeti, “Müşteri alma” dediği işyerlerine, Avrupa’nın yaptığı gibi, “Sana kaybettiğin ciro kadar destek vereceğim” dedi mi? Ne gezer… Kapattığı işyerlerinin kredi borçlarının, kapanma döneminde işleyen faizlerini bile silmiyor.
-Salgının bir diğer kaybedeni de turizm sektörü… Bütün dünya açılıyor, Ama AK Parti Kongreleri nedeniyle, Türkiye yeniden kapanıyor. Rusya, Haziran başına kadar, Türkiye’ye uçuşları durdurdu. ABD ve Almanya Türkiye’ye seyahat uyarıları yayınladı. Sadece Rusya’nın uçuşları durdurmasının turizm gelirlerinde, 1,5 milyar dolarlık kayba neden olacağı ifade ediliyor. Erdoğan Şahsım Hükümeti, kısa çalışma ödeneğini de sona erdirdi. Turizmci iyice köşeye sıkıştı. Yaza ne olacağını bilemeyen turizmciler, “Sezonu kaybetmemek için bayramı kaybetmeye razıyız” diyorlar.
-Kimi sektör temsilcileri de, umudunu sezonun Kasım sonuna kadar uzamasına bağlamış. Ama artık bıçak kemiği delip geçmiş. Her yerden şikâyetler yükseliyor. Tıbbi cihaz sektörü kredi değil, “Kamudan tahsil edemediği alacaklarını” istiyor. KOBİ’ler matrah artırımı istiyor. Çekten hapse girecek esnaf, “Esnaf suçlu değil, borçlu” diye haykırıyor. İşveren örgütleri de artık üyelerinden gelen basınca dayanamıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bile İlk defa kamuoyu önünde Hükümetten; Kısa çalışma ödeneğinin yeniden başlatılmasını istiyor. Kamuya yapılacak vergi ve benzeri ödemelerin ertelenmesini talep ediyor. “Bize yeni kredi destekleri verin” diyor.
-Ülkeyi ve salgını yönetme kabiliyetini yitiren, Erdoğan Şahsım Hükümeti, işverenin, işçinin, işsizin sesini duymuyor. Milletin halini görmüyor. Onun işi gücü kendi itibarı, kendi şatafatı. Bir de milletin feryadını dile getiren, muhalefetin sesini kesmeye çalışmak. Millete bedava soğan, patates, Saraya en pahalısından üç Mercedes… Bir de sıkılmadan soğan, patates TIR’larına bayrak asıp, resmi karşılama töreni yapıyorlar. Fakir fukaranın karnının bu törenlerle doyduğunu sanıyorlar.
Ayrıntılar geliyor...