Adıgüzel yaptığı yazılı açıklamada, “OHAL kararlarının ve uygulamalarının kararın gerekçesinde merkezi bir rol oynadığını görüyoruz. İktidar, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında demokrasiyi, özgürlükleri zedeleyen OHAL uygulamalarını, cezaevlerindeki gazetecileri, düşünce suçlularını, hiçbir hukuki süreç yürütülmeden uygulamaya konan tek gecelik KHK’lar ile işinden, ekmeğinden edilen binlerce insanı görmezden gelip, bu kararı siyasi bir operasyon olarak nitelendirerek bu karardaki sorumluluğunu üstünden atamaz. OHAL mağdurlarına ilişkin aylar önce kurmayı vaat ettiği komisyonu dahi bugüne dek kurmayan iktidar, alınan kararı ‘siyasi bir operasyon’ diyerek geçiştiremez. Bir ülkenin dış politikası böyle yönetilemez” diye konuştu.

Adıgüzel, açıklamasına şöyle devam etti:

“AKP iktidarı, demokrasiyi, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan uygulamalarına ve kararlarına yöneltilen tüm eleştirileri, ‘siyasi operasyon, teröre destek’ suçlamalarıyla hasıraltı etme gayretinde. İktidar açısından Moodys yok hükmünde. AGİT yok hükmünde. Venedik Komisyonu yok hükmünde. Ancak, AB sürecindeki Türkiye’nin on yıllardır kaydettiği ilerlemeleri tehlikeye atan bu son karar, basitçe bir kınama ile geçiştirilemez. İktidar, uluslararası kuruluşların raporlarına, eleştirilerine kulak tıkadıkça Türkiye dünyada daha da yalnızlaşan bir ülke konumuna doğru sürükleniyor.”

 

“Karar Sürpriz Değil”

AKPM’nin kararının sürpriz bir karar olmadığını belirten Adıgüzel, “Türkiye’yi AB’ye üyelik sürecinde 13 yıl geriye götüren bu kararın alınmasının sorumlusu, Türkiye’yi adım adım demokrasiden, insan haklarından ve hukukun üstünlüğünden uzaklaştıran uygulamaların altına imza atan siyasi iktidardır. 2004 yılında başkentin göbeğinde, gündüz vakti havai fişek patlatıp, ‘Bayramımız kutlu olsun. Her şey Türkiye için’ sözleriyle AB ile müzakerelerin başlama kararını müjdeleyenler, bugün Türkiye’yi müzakerelerin durdurulması tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye’nin on yıllardır devam eden AB sürecinde elde edilen kazanımlar, siyasi hırslara kurban edilemez. Bugün itibariyle atılması gereken ilk adım, Türkiye’yi tüm dünyada itibarsızlaştıran, ilan edildiğinde kısa sürede sonlandırılacağı açıklanmasına rağmen üçüncü kez uzatılan OHAL’in biran önce kaldırılmasıdır” ifadelerini kullandı.