CHP Antalya Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu üyesi Dr. Niyazi Nefi Kara tarafından yapılan açıklamada Sigmar Gabriel’in bir dönem genel başkanlığını da yaptığı Sosyal Demokrat Parti SPD’nin Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı bir çizgiye gelmiş olmasının çok üzücü olduğunu belirtti.

İkinci Sınıf Bir İşbirliği Kabul Edilemez

CHP’nin uzun zamandır SPD’yi kardeş parti saydığını hatırlatan Kara, “Sayın Gabriel’in bu açıklaması ülkemiz ve vatandaşlarımız için son derece üzücü olmakla beraber kesinlikle kabul edilebilir değildir. Ancak maalesef AKP iktidarının özellikle son zamanlardaki eylem ve söylemleri AB ile ilişkilerin bitmesini isteyen ama masadan kalkan taraf olmamak için masanın AB tarafından devrilmesi hevesi içerisinde olduğu izlenimi veriyor olabilir. Ancak hep dediğimiz gibi Türkiye AKP’den ibaret değildir. Demokrasiyi, insan haklarına saygıyı, hukukun üstünlüğünü benimseyen bir Türkiye ile AB’ye tam üyeliği destekleyenler azımsanamayacak kadar fazladır. CHP ilk günden beri AB’ye tam üyeliği desteklemiş bir partidir. Ve biz CHP olarak ülkemiz ve vatandaşlarımız adına ikinci sınıf bir işbirliği ya da imtiyazlı ortaklı gibi tekliflere asla sıcak bakmıyoruz” diyerek Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda emin ve sağlam adımlarla ilerlemesi gerektiğini belirtti.

Türkiye AB Değerlerini Benimseyen Politikalara Geri Dönmelidir

Almanya’nın yanı sıra Avusturya ve Bulgaristan’dan da Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerine sıcak bakılmadığına dair arka arkaya gelen açıklamalara da dikkat çeken CHP Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara, “Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve temel hak ve özgürlükler alanlarında yaşanan geriye gidişlerin üyeliğimize karşı olan ve engel olmaya çalışan ülkelere koz verdiğini biliyoruz. Aynı şekilde, ülkemizde AB’ye üyeliğimizi desteklemeyen kesimlerin de AB ülkelerinden gelen bu tarz yapıcı olmayan açıklamaları memnuniyetle karşıladığını da görüyoruz. Ancak Türkiye’nin hak ettiği demokrasi ile yönetilmesinin AB içerisinde tam üye olarak yer alması dışında bir alternatifi de yoktur. Ne Şanghay İşbirliği Örgütü ne de Ortadoğu demokrasi adına doğru adreslerdir. Bu sebeple Türkiye ilk olarak OHAL’i kaldırarak, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi AB’nin temel değerlerini benimseyen politika yapım sürecine geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.

Müzakereler sürecinde AB tarafından Türkiye’ye haksızlıklar yapıldığının da görmezden gelinemeyeceğini belirten Kara, AB’ye tam üye demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’nin AB’nin kendi iç ve yapısal sorunları ile güvenlik ve dış politika kaygıları için daha doğru bir çözüm olacağını düşündüklerini söyleyerek daha önce de vurguladıkları gibi köprüleri atmak yerine yeniden hızlı bir diyalog sürecine geçilmesinden yana olduklarını ifade etti.