Neoliberal politikaların çiftçiye olan maliyetinin gün geçtikçe arttığına değinilen raporda, ekilen tarım alanlarının yıllar içerisinde hızla azalışı, tohum, gübre ve mazot fiyatlarının hızlı artışı, tarımdan geçinen nüfusun azalması ve buna bağlı olarak yaşanan göçler ve artan işsizlik, ithal ettiğimiz tarım ürünlerini ihraç etmeye başlamamız, gıda ürünlerinin artan fiyatları, tarım emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar gibi problemler verileler açıklandı.

 

Özellikle dış politikada yaşanılan krizlerin Türkiye pazarında üretici ve tüketiciye ödettiği bedellerin hızla büyüdüğünü söyleyen CHP’li Yılmaz, “İktidar sorumluluktan kaçmakta ve çiftçi devletin yardım elini yanında görememektedir” dedi.

 

TARIM RAPORU: KÖYLER BOŞ; TARIM EMEKÇİLERİ KENTLERDE SAHİPSİZ, SOSYAL GÜVENCESİZ, AÇ VE İŞSİZ

 

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Türkiye’nin tarım alanında yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken bir rapor hazırladı.

 

Neoliberal politikaların çiftçiye olan maliyetinin gün geçtikçe arttığına değinilen raporda, ekilen tarım alanlarının yıllar içerisinde hızla azalışı, tohum, gübre ve mazot fiyatlarının hızlı artışı, tarımdan geçinen nüfusun azalması ve buna bağlı olarak yaşanan göçler ve artan işsizlik, ithal ettiğimiz tarım ürünlerini ihraç etmeye başlamamız, gıda ürünlerinin artan fiyatları, tarım emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar gibi problemler verileler açıklandı.

 

Özellikle dış politikada yaşanılan krizlerin Türkiye pazarında üretici ve tüketiciye ödettiği bedellerin hızla büyüdüğünü söyleyen CHP’li Yılmaz, “İktidar sorumluluktan kaçmakta ve çiftçi devletin yardım elini yanında görememektedir” dedi.

 

SON 15 YILDA 2 MİLYON 420 BİN FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE TARIM ALANI KAYBOLDU

 

İşlenen tarım alanları Türkiye’nin toplam büyüklüğünün yüzde 30’larına kadar geriledi ve  son 30 yılda 40 milyon dekar tarım alanı yapılaşmaya terk edildi. 2000’li yılların başından bugüne 2 milyon 420 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı kayboldu.

 

Termik santral ve HES yapımı gibi acele kamulaştırma faaliyetleri de çiftçinin elinden toprağını aldığını belirten Yılmaz, “Son 14 yılda 35 milyon dekar tarım arazisi yol, baraj, maden ocağı ve inşaat sektörü için imara açılarak “tarım yapılabilir” vasfını yitirmiştir” dedi.

 

Son 10 yılda tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payının yüzde 10.3'ten yüzde 7.1'e düştüğüne değinilen raporda, tarımın istihdama katkısının da yüzde 34.9'dan yüzde 20.4'e kadar gerilediğine dikkat çekildi.

ÇİFTÇİLİK ÇÖKÜYOR: BORÇLANDIRILAN TARIM EMEKÇESİ ÇAREYİ TOPRAĞINI TERK ETMEKTE ARIYOR

 

Raporda, AKP iktidarıyla tarım emekçilerinin yaşadıkları sorunların her geçen gün arttığı ve tarım emekçilerinin büyük işletmelere bağlılık, banka kredileri, ilaç, mazot ve gübre fiyatlarının yüksekliği, topraklarından koparılma ve devlet desteğinin azalması gibi sorunlarla bir çöküş dönemi içinde olduklarının altı çizildi.

Çiftçiler yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle artık zarar etmek yerine işsizliği tercih eder noktaya geldi. 2008 yılında 1 milyon 127 bin 744 olan 4/b sigortalı çiftçi sayısı 2015 Kasım ayı itibarıyla 802 bin 893'e kadar düştü. 8 yılda sigortalı çiftçi sayısı 324 bin 856 azalmıştır. 5 milyon 473 bin kişinin tarımdan geçinildiği düşünüldüğünde çiftçilerin yüzde 85'i sosyal güvenlikten yoksun olduğu ortaya çıkıyor.         

Banka kredileri ile çiftçiler sürekli borçlandırılıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, çiftçiler 2008 yılında bankalardan toplam 12.4 milyar TL tarım kredisi kullanırken, 2015 yılında çiftçilerin kullandığı tarım kredisi toplamı ise 54.2 milyar TL'ye ulaştı. Aynı dönemde çiftçilerin borç alıp da ödeyemediği takipteki kredi miktarı da yüzde 228'lik artışla 411 milyon 835 bin TL'den 1 milyar 352 milyon liraya çıktı.

İKTİDARIN YANLIŞ FATURALARI 13 YILDA 2 MİLYON ÇİFTÇİNİN TOPRAĞI TERK ETMESİNE NEDEN OLDU

 

2002 yılında 7 milyon 458 bin kişi olan tarımdan geçinenlerin sayısı 5 milyon 473 bine indi. İktidarın yanlış politikaları 13 yılda 2 milyon çiftçinin toprağını terk etmesine neden oldu.

 

TAHIL AMBARI TÜRKİYE’DEN TARIM ÜRÜNLERİNİ İTHAL EDEN TÜRKİYE’YE

Yakın döneme kadar tarımda kendi kendine yeten Türkiye’nin artık en temel ürünlerin bile ithalatçısı durumuna düştüğünü ve AKP iktidarında Türkiye'nin tarım ithalatının 26.5 milyar dolara ulaştığını söyleyen Yılmaz, “Domates ihraç eden ve “tahıl ambarı” diye anılan Türkiye artık buğdayı ve domatesi bile ithal eder hale gelmiştir. 2002'de yıllık 2.5 milyar dolar tarım ürünü ithalatı yapan Türkiye, 2014'te 14.2 milyar dolar, 2015 ve 2016'da sırasıyla 14.5 ve 14.3 milyar dolarlık ithalat yapmıştır. Son 14 yıllık Türkiye dünyadan toplam 126.5 milyar dolarlık tarım ürünü (işlenmiş tarım ürünleri de dahil) ithal etmiştir” dedi.

TARIM RAPORU

 

1. Giriş

           

            1980 yılıyla başlayan ve 2000’li yıllarda AKP iktidarıyla beslenen neoliberal politikaların çiftçiye maliyeti gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle dış politikada yaşanılan krizlerle daralan Türkiye pazarının üretici ve tüketiciye ödettiği bedeller hızla büyürken,  iktidar sorumluluktan kaçmakta ve çiftçi devletin yardım elini yanında görememektedir.

            Ekilen tarım alanlarının yıllar içerisinde hızla azalışı, tohum, gübre ve mazot fiyatlarının hızlı artışı, tarımdan geçinen nüfusun azalması ve buna bağlı olarak yaşanan göçler ve artan işsizlik, ithal ettiğimiz tarım ürünlerini ihraç etmeye başlamamız, gıda ürünlerinin artan fiyatları, tarım emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar gibi problemler Türkiye’nin tarımda yaşadığı sorunları gözler önüne sermektedir.

 

2. Üretimden Eksilen Tarım Toprağı

 

            Türkiye hızla tarım alanlarını kaybetmeye devam etmektedir. TÜİK 2016 verilerine göre, Türkiye’nin 769 milyon 632 bin dekarlık karasal büyüklüğünün yaklaşık yüzde 30.8’ini tarım alanları oluşturmaktadır. Ancak bu oran her yıl azalmaktadır. 1988’de aynı oran yüzde 36.1 iken 2000’lere gelindiğinde yüzde 34’lere kadar inmiştir. İşlenen tarım alanları Türkiye’nin toplam büyüklüğünün yüzde 30’larına kadar gerilemiş, son 30 yılda 40 milyon dekar tarım alanı yapılaşmaya terk edilmiş, 2000’li yılların başından bugüne 2 milyon 420 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı kaybolmuştur. Bölgeler bazında ise son 10 yılda ekili alan açısından en büyük kaybı yüzde 37 ile Doğu Karadeniz bölgesi yaşamıştır.

           

            Termik santral ve HES yapımı gibi acele kamulaştırma faaliyetleri de çiftçinin elinden toprağını almaktadır. Yine son 14 yılda 35 milyon dekar tarım arazisi yol, baraj, maden ocağı ve inşaat sektörü için imara açılarak “tarım yapılabilir” vasfını yitirmiştir. Son 10 yılda yaklaşık 16 bin köyün tüzel kişiliği kaldırılırken, bu köylerin kullanım alanları içinde bulunan tarım arazileri, kıyı alanları, meralar ve akarsu kaynakları imara açılarak tarım dışı kullanıma itilmiştir.

            Son 10 yılda tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı ise yüzde 10.3'ten yüzde 7.1'e düşmüş, istihdama katkısı da yüzde 34.9'dan yüzde 20.4'e kadar gerilemiştir.

 

            Parçalı arazileri birleştirmek, üretim girdilerini azaltıp üretici gelirlerini artırmak gibi amaçlarla 2011 yılında başlatılan arazi toplulaştırması çalışmaları da çiftçilere yeni sıkıntılar getirmiştir. Toplulaştırma işlemlerinin harita üzerinden yapılması, arazinin tarıma elverişliliği, verim, ürün çeşitliliği gibi kriterlerin dikkate alınmaması nedeniyle birçok arazi sahibi ve  çiftçi toplulaştırma işleminden yarardan çok zarar görmüştür.

 

 

3. Tarım Emekçileri: Çiftçiler & Mevsimlik Tarım İşçileri

               

                AKP iktidarı ile artan emekçi sınıfın sorunlarının en keskin hissedildiği alanlardan biri şüphesiz ki tarım emekçilerinin içinde bırakıldığı durumdur. Tarım emekçilerinin büyük işletmelere bağlılık, banka kredileri, ilaç, mazot ve gübre fiyatlarının yüksekliği, topraklarından koparılma ve devlet desteğinin azalması gibi sorunlarla bir çöküş dönemi içinde olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Tarım emekçilerinin problemi iki ana alanda incelenmelidir; birincisi çiftçiler ve ikincisi de mevsimlik tarım işçileri.

            Çiftçiler topraklarından koparılmakta, hızla yoksullaşmaktadır. Çiftçiler yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle artık zarar etmek yerine işsizliği tercih eder noktaya getirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, 2008 yılında 1 milyon 127 bin 744 olan 4/b sigortalı çiftçi sayısı 2015 Kasım ayı itibarıyla 802 bin 893'e kadar düşmüştür. 8 yılda sigortalı çiftçi sayısı 324 bin 856 azalmıştır. 5 milyon 473 bin kişinin tarımdan geçinildiği düşünüldüğünde çiftçilerin yüzde 85'i sosyal güvenlikten yoksun olduğu ortaya çıkmaktadır.    

            Mevsimlik tarım işçileri ise en zor ve ağır koşullarda çalışan emekçi sınıftır. Ücretleri düşük, parça başı çalıştırılan bu işçilerimiz, yollarda iş kazalarına kurban gitmektedirler.

            Banka kredileri ile çiftçilerimiz sürekli borçlandırılmaktadır. Çiftçilerin 2008'den beri bankalardan kullandığı kredi 2015 yılının Kasım ayı itibarıyla yüzde 336 oranında artmıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, çiftçiler 2008 yılında bankalardan toplam 12.4 milyar TL tarım kredisi kullanmış, 2015 Kasım ayı itibarıyla çiftçilerin kullandığı tarım kredisi toplamı ise 54.2 milyar TL'ye ulaşmıştır. Aynı dönemde çiftçilerin borç alıp da ödeyemediği takipteki kredi miktarı da yüzde 228'lik artışla 411 milyon 835 bin TL'den 1 milyar 352 milyon liraya çıkmıştır.

            Son 14 yılda tarıma verilen destek 70 milyar lira iken, tarım ve gıda ithalatına ise 320 milyar lira harcanması sonucu çiftçinin geliri en az yüzde 40 gerilemiştir. Özellikle doğal afetler sonucu çiftçinin yaşadığı sıkıntıların devlet tarafından karşılanmaması çiftçilerin tarımdan elini çekmesi ile sonuçlanmıştır.

4. Tarım ile Geçinen Nüfus

 

            Yoksullaşan çiftçiler tarımdan kopmuş, göç süreçlerini hızlandırmıştır. 1980 yılında toplumun yüzde 56’sı kırlarda yaşarken şimdilerde bu oran yüzde 22’lere kadar düşmüştür. Göç eden nüfus şehirlerde hizmet ve sanayi sektörüne kaymıştır. Bu durum işlenen tarım toprağını azaltırken, işsizliği arttırmıştır. Şehirlerdeki işsiz ordusuna da bir de toprağından mahrum edilen çiftçiler eklenmiştir.

           

            2002 yılında 7 milyon 458 bin kişi olan tarımdan geçinenlerin sayısı 5 milyon 473 bine inmiştir. İktidarın yanlış politikaları 13 yılda 2 milyon çiftçinin toprağını terk etmesine neden olmuştur.

 

5. İthalat ve İhracat

 

            Yakın döneme kadar tarımda kendi kendine yeten Türkiye artık en temel ürünlerin bile ithalatçısı durumuna düşmüştür. AKP iktidarında Türkiye'nin tarım ithalatı 126.5 milyar dolara ulaşmıştır.

            Domates ihraç eden ve “tahıl ambarı” diye anılan Türkiye artık buğdayı ve domatesi bile ithal eder hale gelmiştir. 2002'de yıllık 2.5 milyar dolar tarım ürünü ithalatı yapan Türkiye, 2014'te 14.2 milyar dolar, 2015 ve 2016'da sırasıyla 14.5 ve 14.3 milyar dolarlık ithalat yapmıştır. Son 14 yıllık Türkiye dünyadan toplam 126.5 milyar dolarlık tarım ürünü (işlenmiş tarım ürünleri de dahil) ithal etmiştir.

            Türkiye domatesi, KKTC, Romanya, Ukrayna'dan, elmayı Şili, İtalya, Fransa, Bosna-Hersek, Ukrayna, İran ve ABD'den ithal eder durumda bırakılmıştır.