GÜVENCESİZ ÇALIŞMA KOŞULLARI İŞ CİNAYETLERİNİ BESLİYOR

 

            CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, her geçen gün artan iş cinayetlerinin önlenmesi, üretim alanının güvenli hale getirilmesi ve işverenlere gerekli yaptırımların uygulanması konusunda araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Yılmaz, Türkiye’nin iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olduğunu belirterek, “Hükümetin emeğin daha uzun sürelerde, daha ucuza çalıştırılmasını içeren bir politika izlemesi iş cinayetlerine temel neden olan koşulları yaratmaktadır. 15 yıldır işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili politika üretilmemesinin emekçinin canına mal olduğu açıkça görülmektedir” dedi.

 

            CHP’li Yılmaz araştırma önergesinin gerekçesinde, “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin iş cinayetleri raporuna göre, 2016 yılında 1970 işçi çalışırken yaşamını yitirmiş ve 2016 yılı Türkiye tarihinde en çok işçi ölümünün gerçekleştiği yıl olmuştur. Yaşamını yitirenlerin 1682’si işçi ve memur, 288’i ise çiftçi ve esnaftır. Bu rakamlarla Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sıradadır” dedi.

 

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA KOŞULLARI İŞ CİNAYETLERİNİ ARTTIRIYOR

 

            İSİG’in raporuna göre, 2013 yılında en az 1235 işçi, 2014 yılında en az 1886 işçi, 2015 yılında en az 1730 işçi, 2016 yılında en az 1970 işçi ve 2017 yılının ilk üç ayında ise en en az 441 işçi yaşamını yitirdiğini belirten Yılmaz, “İşçilerin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri 8 saat çalışma ve sendikalı olma hakları ellerinden alınmış, her geçen gün güvencesiz çalışma koşullarıyla yaşamları daha da kötü hale getirilmiştir. 2002'de 3 milyona yaklaşan sendikalı işçi sayısı 2017'de ocak ayı itibarıyla 1.5 milyona kadar gerilemiştir” dedi.

 

ARTAN TAŞERON SAYISI GÜVENCESİZLİĞİ ARTTIRIYOR

 

 

            İş cinayetlerinin mevsimlik çalışma, sendikasız, örgütsüz ve güvencesiz çalışma koşullarının hakim olduğu işkollarında yoğunlaştığını vurgulayan Yılmaz, “Türkiye’de özellikle AKP iktidarıyla artış gösteren ve güvencesiz çalışmayı en çok besleyen sistem ise taşeron çalışmadır. Taşeron çalışma; maliyet açısından ucuz, siyasal ve sosyal olarak denetimli ve örgütsüz işgücünü beslemektedir. Taşeron sayısı başta eğitim ve sağlık sektörü olmak üzere her alanda hızla artmaktadır. 2002'de 387 bin olan taşeron işçi sayısı bugün 2 milyona dayanmıştır” dedi.

 

İŞVERENE CAYDIRICI YAPTIRIMLAR UYGULANMIYOR

 

            Güvencesiz ve örgütsüz çalışmanın yanında iş cinayetlerinin artmasının en önemli sebeplerinden birisinin de  işverene gereken cezaların verilmemesi ve yaptırımların uygulanmaması olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “İş cinayetlerine sebebiyet veren, gerekli önlem ve sorumlulukları almayan işverenler caydırıcı cezalar almamakta, hatta hükümet eliyle ödüllendirilmektedir. Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesesi maden ocağında 7 Ocak 2013 tarihinde 8 madencinin hayatını kaybettiği faciada, "Taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuksuz yargılanan 10 sanık arasında bulunan Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu’nun, kuruma vekaleten genel müdür olarak atanması durumun en çarpıcı örneklerinden biridir” dedi.

             

            İşe bağlı “kazaların” önlenmesi için öncelikle bu vakaların iş cinayeti olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz şöyle devam etti: “ İş cinayetlerinin önlenmesi, üretim alanı ve üretim dışı alanda iş güvenliği ve işçi sağlığının sağlanması, iş cinayetine sebebiyet verenlerin yeterli ve caydırıcı cezaları almaları ve tüm bunların doğurduğu vahim sonuçların önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması amacıyla amacıyla bir Meclis araştırması açılması şarttır.”

 

 

 

 

 
 

 

Necati YILMAZ

CHP Parti Meclisi Üyesi

Ankara Milletvekili

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

            Çalışma koşullarının güvencesizliği sebebiyle yaşanan iş cinayetleri oranının belirlenmesi, bu cinayetlerin önlenmesi, üretim alanının güvenli hale getirilmesi ve işverenlere gerekli yaptırımların uygulanması hususunda Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

           

                                                                                                                 1. Necati YILMAZ

                                                                                                                 Ankara Milletvekili

                            

GEREKÇE

 

             İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin iş cinayetleri raporuna göre, 2016 yılında 1970 işçi çalışırken yaşamını yitirmiş ve 2016 yılı Türkiye tarihinde en çok işçi ölümünün gerçekleştiği yıl olmuştur. Yaşamını yitirenlerin 1682’si işçi ve memur, 288’i ise çiftçi ve esnaftır. Bu rakamlarla Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sıradadır.

 

            Aynı rapora göre, 2013 yılında en az 1235 işçi, 2014 yılında en az 1886 işçi, 2015 yılında en az 1730 işçi, 2016 yılında en az 1970 işçi ve 2017 yılının ilk üç ayında ise en en az 441 işçi yaşamını yitirmiştir.

 

            Ölümlerin en çok gerçekleştiği işkolları sendikalaşmanın en az olduğu ve güvencesizliğin hakim olduğu işkollarıdır. Buna göre, 442 inşaat, 389 tarım, 265 taşımacılık, 124 ticaret/büro, 109 belediye, 96 metal ve 73 maden işçisi hayatını kaybetmiştir.

 

            Hükümetin emeğin daha uzun sürelerde, daha ucuza çalıştırılmasını içeren bir politika izlemesi iş cinayetlerine temel neden olan koşulları yaratmaktadır. 15 yıldır işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili politika üretilmemesinin emekçinin canına mal olduğu açıkça görülmektedir. İşçilerin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri 8 saat çalışma ve sendikalı olma hakları ellerinden alınmış, her geçen gün güvencesiz çalışma koşullarıyla yaşamları daha da kötü hale getirilmiştir. 2002'de 3 milyona yaklaşan sendikalı işçi sayısı 2017'de ocak ayı itibarıyla 1.5 milyona kadar gerilemiştir.

 

            İş cinayetleri mevsimlik çalışma, sendikasız, örgütsüz ve güvencesiz çalışma koşullarının hakim olduğu işkollarında yoğunlaşmıştır. Türkiye’de özellikle AKP iktidarıyla artış gösteren ve güvencesiz çalışmayı en çok besleyen sistem ise taşeron çalışmadır. Taşeron çalışma; maliyet açısından ucuz, siyasal ve sosyal olarak denetimli ve örgütsüz işgücünü beslemektedir. Taşeron sayısı başta eğitim ve sağlık sektörü olmak üzere her alanda hızla artmaktadır. 2002'de 387 bin olan taşeron işçi sayısı bugün 2 milyona dayanmıştır.

 

            Güvencesiz ve örgütsüz çalışmanın yanında iş cinayetlerinin artmasının en önemli sebeplerinden birisi de  işverene gereken cezaların verilmemesi ve yaptırımların uygulanmamasıdır. İş cinayetlerine sebebiyet veren, gerekli önlem ve sorumlulukları almayan işverenler caydırıcı cezalar almamakta, hatta hükümet eliyle ödüllendirilmektedir. Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesesi maden ocağında 7 Ocak 2013 tarihinde 8 madencinin hayatını kaybettiği faciada, "Taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuksuz yargılanan 10 sanık arasında bulunan Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu’nun, kuruma vekaleten genel müdür olarak atanması durumun en çarpıcı örneklerinden biridir.

             

            İşe bağlı “kazaların” önlenmesi için öncelikle bu vakaların iş cinayeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. İş cinayetlerinin önlenmesi, üretim alanı ve üretim dışı alanda iş güvenliği ve işçi sağlığının sağlanması, iş cinayetine sebebiyet verenlerin yeterli ve caydırıcı cezaları almaları ve tüm bunların doğurduğu vahim sonuçların önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.