Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ'da 53 bin 537 vatandaşımız hayatını kaybetti. 107 bin 213 kişi de yaralandı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Tokat ilimizin geçmiş tarihine baktığımızda depremler ve sel felaketlerinden ciddi derecede etkilendiğini görüyoruz.
1862'de Tokat'ta derelerin taşması sonucu meydana gelen felakette 322 ev ve birçok cami zarar görmüş, birçok hayvan telef olmuş ve bir kişi boğulmuştu. Bu felaketten sonra fazla bir tedbir alınmayınca 46 yıl sonra aynı yerlerde sel felaketi tekrar yaşandı.
1908'deki sel, tarihimizin en büyük felaketlerinden biriydi. 12 Haziran 1908 Perşembe günü Behzat Deresi'nin taşması sonucu çevresindeki 9 mahalle ve bazı bağlar selden perişan oldu. Binalar, denizin ortasında kalmış gibiydi. Suyun yüksekliği 3.5 metreyi bulmuştu.
1939 yılında 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece, sabaha karşı tarihte “ Erzincan Depremi” olarak da bilinen deprem Reşadiye ve köylerinde etkili olmuş ve bu depremde Reşadiye’de ayakta tek bir bina kalmamıştı. Resmi kayıtlara göre köylerde dahil olmak üzere toplam 2100 hemşehrimiz hayatını kaybetmişti.

Merkez üssü Erbaa, Niksar hattı olan, 20 Aralık 1942 tarihinde yerel saat ile 17.03'te meydana gelen, 7.0 büyüklüğündeki deprem, 1939 ‘daki depremden daha fazla can ve mal kaybına sebep olmuş, 3000 hemşehrimiz yaşamını yitirmiş, 6300 kişide yaralanmıştı. Erbaa ilçemiz adeta haritadan silinmişti ve ilçenin yeri değişmek zorunda kalmıştı.

Niksar’da kalmadı dikili bir taş,
Erbaa’yı sormayın döker kanlı yaş,
Tokat’ta geçirdi zorlu bir savaş
Şikayetim kimden, kime ne diyim?

1939, 42 ve 43 depremlerinde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Geçmişimizde yaşanmış böyle bir acı deprem gerçeği varken, bölgemiz Kuzey Anadolu Fay Hattının üzerindeyken Olası bir depreme karşı ne kadar hazırız? Bunu sorgulamalı ve tedbirlerimizi almalıyız.
Geçmiş afetlerden ders çıkarılmadığını, afet sonrasında yaşanan barınma sorunlarının ortaya konmadığını, sorunları giderecek yeni bir yaklaşımın geliştirilmediğini, atılması gereken adımlarla ilgili kararların afet sonrasına bırakıldığını, önerilerin ve uyarıların dikkate alınmadığını üzülerek görüyoruz. Unutmayalım ki deprem değil ihmal öldürür.
Tokat’ta 300 Okulumuz var. Depreme dayanıklı olmayan 170 okulumuz hemşehrimiz önceki dönem Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer’in katkılarıyla yenileniyor. Sayın Bakanımıza tüm hemşehrilerimiz adına teşekkür ediyorum.
Olası depremler için acil önlemler alınmazsa bedeli çok ağır olduğunu yaşayarak gördük. Türkiye’de 18 şehir, 80 ilçe ve 502 köy aktif fay hatları üzerinde bulunuyor. Deprem bu ülkenin gerçeği iken, yeterli önlemlerin alınmaması, binaların yapım aşamasında müteahhitlerin vicdanına ve ranta prim verilmesi bugünkü sonuçları doğurdu. Doğru bir deprem yönetimi ağır sonuçların ortaya çıkmasına engel olacaktır. Tokat’ın deprem riski devam etmektedir. Tokat; Kelkit Vadisi Türkiye’de depremlerin yoğun yaşandığı bölgelerden biri hatta en önemlisi Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindedir. Kelkit havzasında yer alan Tokat ve ilçeleri son 2000 yılda en az 30 depremle sarsılmış, en acılarını ise 1939, 1942 ve 1943'de yaşamış, taş üstünde taş kalmamış, şehirler haritadan silinmiştir. Deprem için ne gibi önlemler alındı, binalara hasar tespiti yapıldı mı? TBMM’de Tokat’ın depremselliğinin araştırılması için komisyon kurulmasını istedik. ‘Önlem alınmaz ise ağır bedeller ödeyeceğiz’ dedik. Ama maalesef iktidar ve küçük ortağı aynı hassasiyetle yaklaşmadı. Ülkemiz de ilimiz de ne yazık ki depreme hazırlıklı değil. Daha önce deprem seferberliği çağrısı yapmıştık, bu seferberlik çağrısını yineliyorum; Tokat’ı maden projelerinin talanına terk edersek, deprem gerçeğini kabul etmeyip doğamıza sahip çıkmazsak, kent politikasını insan ve yaşam odaklı yürütmezsek depremler can almaya devam eder. İlgili tüm kurum, kuruluş ve STK’lar bir araya gelmeli şeffaflık, adalet, eşitlik ilkesi ile deprem gerçeği araştırılmalı, deprem için toplanan her bir kuruşun hesabı verilmeli ve deprem için toplanan vergiler deprem önlemleri için harcanmalı.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu’nun hazırladığı 15 Mart 2021 tarihli ‘Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Tokat Raporu’na bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.
Tokat kent merkezi dahil Pazar, Almus, Reşadiye, Niksar ve Erbaa ilçeleri ile onlarca köy ve beldemiz, Kelkit Çayı üzerinde inşa edilen hidroelektrik santralleri (HES)'nin fay zonu üzerinde veya çok yakınında bulunmaktadır. Mevzu bahis raporda Tokat’ın büyük ölçüde ortasından geçen Behzat deresinin çökeltmiş olduğu alüvyon bir zemin üzerine oturmakta olduğu, deprem dalgalarının bu tür zayıf zeminler tarafından büyütülerek binalara iletildiği bilgisine dikkat çekilmektedir. Tokat gibi deprem kuşağında yer alan kentlerimize ilişkin bilgilendirmelerin etkin yapılması, yerel ve merkezi otoritelerin bu yönde kapsayıcı adımlar atması, deprem risklerinin topluma ve ilgililere doğru anlatılması büyük önem arz etmektedir. Bu anlamda doğal ve tarihsel yapısıyla göz bebeğimiz olan, bilhassa tarihin birçok döneminde depremlerden zarar görmüş Tokat gibi şehirlerimizin, deprem zararlarından etkilenmesinin önlenmesi amacıyla yapılması gereken çalışmaların acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.