CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, Dünya gazetesindeki bugünkü yazısında, asgari ücret tartışmalarının odağında yer alan açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamalarına dair dikkat çekici tespitlerde bulundu. Özlale, bu hesaplamaların toplumun ekonomik gerçekliğini tam olarak yansıtmaktan uzak olduğunu vurgulayarak, güncel metodolojilerle revize edilmesi gerektiğine işaret etti.
Özlale, Dünya gazetesinde kaleme aldığı köşe yazısında, TÜİK’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun belirtti¬ği yöntemi kullanarak ağır, orta ve ha¬fif iş kollarında çalışan ortalama işçi¬ler için günlük gıda harcaması tuta¬rını ve yaşam maliyetini artık hesaplamadığını belirtti.
Ya¬şam maliyeti konusunda işçi sendikalarının referans aldığını dile getiren Özlale, “Açlık sınırı gibi yoksulluk sı¬nırı hesaplamaları da güncel tüketim eğilimlerine ve gıda harcamalarının bütçe içindeki değişen oranına göre revize edilmeli” ifadelerini kullandı.
SİMİT HESABI 5 BİN 400 TL, TÜRK-İŞ’İN KASIM 2024 AÇLIK SINIRI 20 BİN 400 TL
Özlale yazısında siyasette popüler olan simit hesabından örnek vererek şu ifadeleri kullandı:
“Simit hesabıyla 4 kişilik hanenin ihtiyaç duyduğu aylık gıda harcaması 5400 TL oluyor. TÜRK-İŞ’in Kasım 2024 için açıkladığı açlık sınırı ise 20.400 TL. Tabii bir de insan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan bir şeyler duymak istiyor ama bakanlığın web sayfasına gittiğinizde açlık sınırıyla ilgili herhangi bir istatistik ya da değerlendirme görmüyorsunuz.”
YOKSULLUK SINIRI NASIL HESAPLANIYOR?
Özlale köşe yazısında, yoksulluk sınırının nasıl hesaplandığını ise şu ifadelerle anlattı:
“TÜRK-İŞ yoksulluk sınırını hesaplarken gıdaya yapılması gereken asgari harcamayı tespit edip gıdanın toplam harcama içindeki payını kullanıyor. Buradaki önemli eksik TÜRK-İŞ’in gıda harcamalarının toplam tüketim harcamaları içindeki payını uzun yıllar sabit tutması. TÜRK-İŞ, TÜİK’in 2003–2004 Hanehalkı Tüketim Harcamaları Anketi’ni baz alıp gıda harcamalarının toplam tüketim harcamaları içindeki payını yüzde 30,70 olarak kullanıyor. Gerisi ise standart: Açlık sınırını 30,7’ye böl 100 ile çarp! Yani yoksulluk sınırı açlık sınırının 3,26 katı oluyor.
Oysa biliyoruz ki gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı ve yoksulluğun tanımı zaman içinde değişiyor. Örneğin TÜİK verilerine göre 2003’te Türkiye’deki toplam harcamaların %27,5’i gıda ve alkolsüz içeceklere yapılırken bu oran 2012’de %19,6, 2019’da ise %20,8 oldu. Eğer buna ev dışı gıda harcamasını dahil edersek oran %27,3’e çıkıyor. Dolayısıyla eğer sadece gıda harcamasını kullanırsak yoksulluk sınırı açlık sınırının 4,79 katı oluyor. Bana sorarsanız daha doğru bir yoksulluk tanımı ev dışı gıda tüketimini de dahil etmeli zira çalışanların önemli bir kısmı öğle yemeklerine para ödemek zorunda.”
“ÇAĞIN EKONOMİK GERÇEKLERİNE UYGUN YENİ HESAPLAMA YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMELİ“
“Ül¬kemizdeki yoksul sayısı sendikaların yaptığı hesaplamaların öngördüğün¬den daha bile fazla olabilir” ifadesini kullanan Prof. Dr. Özlale, yazısını, çağın ekonomik gerçeklerine uygun yeni hesaplama yöntemleri geliştirilmesi ve kamu kurumlarının bu konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulayarak tamamladı.