Milli Savunma Bakanlığı, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'ncu yıl dönümü dolayısıyla tören düzenledi. Törende konuşan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ''Bugün geldiğimiz noktada; Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olduğunu itiraf eden örgütün; terörle bir yere varılamayacağını, ömrünü tamamladığını ve kendisini feshetmekten başka çaresinin olmadığını geç de olsa anlaması kayda değerdir. Ancak, terör örgütü PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları -nerede olduklarından bağımsız olarak- bir an önce fesih kararını almalı, derhal ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidir. Aksi yöndeki hiçbir açıklama ve eylemin bir karşılığı yoktur ve olmayacaktır. Bu kapsamda ateşkes gibi metinde yer almayan hususlar gündeme getirilmemelidir'' dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'ncu yıl dönümü dolayısıyla dün Bakanlık'ta yapılan törene katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törene, bazı şehit ailelerinin yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesi ve askeri personel de katıldı.
İzmir Çiğli'de eğitim uçağının düşmesi sonucu 2018 yılında şehit düşen pilot Yüzbaşı Yunus Bal’ın eşi Aylin Bal törende konuştu. Bal, ''Milletimizin canından aziz bildiği vatanını ve bayrağını korumak uğruna gösterdiği fedakarlık ve kahramanlığı bütün dünya, dün olduğu gibi bugün de çok iyi bilmekte ve şahit olmaktadır. Eşim şehit hava pilotu Yüzbaşı Yunus Bal, 16 Şubat 2018 tarihinde eğitim uçağının düşmesi sonucu şehit olmuştur. Şehitlerimizin yokluğuna hiçbir zaman alışamasak da, tüm sevenlerinin kalbi onların özlemi ve hasretiyle tutuşsa da, şehitlerimizin Allah katında ulaştıkları makamlarını düşündükçe içimizi kaplayan huzur ve taşıdığımız gurur bizleri ayakta ve güçlü tutmaktadır'' diye konuştu.
Şehit yakınının konuşmasının ardından 18 Mart özel klibi izletildi. Ardından 18 Mart Şehitler Gününe özel Armoni Mızıkası Komutanlığı ve Mehteran Birlik Komutanlığı konser verdi.
''Milli ve manevi değerlerimiz uğruna şehadet şerbeti içen nice kahramanlar, kutsal vatan toprağına kök saldı''
Konuşmasına şehit ve gazileri anarak başlayan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ''Bugün, aziz şehitlerimizi anarken aynı zamanda 110 yıl önce Çanakkale’de bir milletin kaderinin yazıldığı o muhteşem zaferin gururunu bir kez daha yaşıyoruz'' ifadelerini kullandı. Güler, şöyle konuştu:
''O gün, Çanakkale’nin sularında dalga dalga yükselen cesaret, toprağa düşen her damla mukaddes şehit ve gazi kanıyla birleşti ve bir milletin esarete direnişinin sembolü haline geldi Büyük bir adanmışlık duygusuyla cepheye koşan, iman dolu göğsünü kurşunlara siper ederek 'Çanakkale geçilmez!' diyen Mehmetçiğin bu sözü, yalnızca bir slogan değil, vatan-millet-bayrak için bir yemin, bir ant oldu. Ezineli Yahya Çavuş, bir avuç yiğidiyle destan yazarken Seyit Onbaşı, omzunda taşıdığı en ağır top mermisiyle düşmana meydan okudu. Anafartalar'da Mustafa Kemal’in 'Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum' emri, 'Bağımsızlık benim karakterimdir' diyen asil milletimizin haykırışı oldu. Gönül coğrafyamızın her köşesinden gelerek milli ve manevi değerlerimiz uğruna şehadet şerbeti içen nice kahramanlar, kutsal vatan toprağına kök saldı.
Anaların ve babaların dualarıyla büyüttüğü fidanların vatan savunması için gösterdikleri cesaret, asil milletimizin işgal ve esarete asla boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Onların kahramanlık ve fedakarlıkları, milletimizin gönlünde ve hafızasında sonsuza kadar yaşayacaktır. Bu vesileyle Çanakkale'yi Türk tarihine altın harflerle yazdıran başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, yaşadığımız toprakları bizlere vatan kılan ecdadımızı rahmet ve şükranla yad ediyorum.
''Ülkemiz, müzakere masalarının ve dünya güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiştir''
Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi dönemde, kahraman ecdadımızdan aldığımız ilhamla, ülkemizi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Tüm dünyada jeopolitik gerginliklerin tırmandığı ve çatışmaların arttığı bir süreçte, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen etkin diplomasiyle de ülkemiz, müzakere masalarının ve dünya güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiştir. Türkiye olarak bölgemiz başta olmak üzere geniş bir coğrafyada barış ve istikrarın hakim olması için yoğun gayret sarf ediyoruz. Ülkemiz, bölgesel krizleri çözmede büyük bir deneyime sahiptir. Öyle ki Ukrayna’daki savaştan Kafkasya’daki istikrasızlığa, Afrika’daki anlaşmazlıklardan, Libya İç Savaşı’nın çözümüne kadar üstlendiğimiz yapıcı inisiyatif ve çatışmaları önlenme çabası, Türkiye’nin dünya barış ve istikrarına katkıda bulunma kabiliyetini açıkça ortaya koymuştur. Ülkemizin etki ve ilgi alanının böylesine genişlemesinde ve çok önemli misyonlar üstlenmesinde elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin büyük payı vardır.
Kahraman ordumuz, hudutlarımızda ve terör örgütleriyle mücadelede, denizlerimizde ve semalarımızda, uluslararası güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasında, ayrıca geniş çaplı tatbikatların icrasında tüm vazifeleri layıkıyla yerine getirmekte, büyük başarılar elde etmektedir. Gazi ve muzaffer Türk ordusunun bu şekilde güçlü, etkin ve caydırıcı varlığı milletçe vatan topraklarımızda huzur ve güvenlik içerisinde yaşamamızı sağlamaktadır.
''Sürecin sabote ve suistimal edilmesine veya uzatılmasına müsaade edilmeyecek...''
Sizlerin de bildiği üzere, uzun yıllar gündemimizin ilk sırasında hep terörle mücadele olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tarih boyunca olduğu gibi, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelen her türlü tehdide karşı büyük bir kararlılıkla mücadele etmiş, kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirmiştir. Güvenlik güçlerimizin topyekun ortaya koyduğu bu mücadele ve operasyonlar sayesinde terör örgütlerinin hareket kabiliyeti büyük ölçüde sınırlandırılarak kritik bir aşamaya gelinmiştir.
Bugün geldiğimiz noktada; Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olduğunu itiraf eden örgütün; terörle bir yere varılamayacağını, ömrünü tamamladığını ve kendisini feshetmekten başka çaresinin olmadığını geç de olsa anlaması kayda değerdir. Ancak, terör örgütü PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları -nerede olduklarından bağımsız olarak- bir an önce fesih kararını almalı, derhal ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidir. Aksi yöndeki hiçbir açıklama ve eylemin bir karşılığı yoktur ve olmayacaktır. Bu kapsamda ateşkes gibi metinde yer almayan hususlar gündeme getirilmemelidir. Zira böyle bir şey asla ve asla söz konusu değildir. Nihai hedefimiz; 85 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır.Bu yüzden sürecin sabote ve suistimal edilmesine veya uzatılmasına müsaade edilmeyecek; temkinli ve rasyonel bir yaklaşım esas alınacaktır. Devletimizin engin tecrübesi ve basiretine hepiniz güvenin ve müsterih olun.
''Bugün önemli bir süreç yaşanıyorsa ve tarihi bir adım atılacaksa bu ağır bir bedel karşılığında olmuştur''
Malumunuz olduğu üzere ülkemizin enerjisini ve kaynaklarını tüketen terör, hepimize büyük acılar yaşattı. Bu süreçte hiçbir zaman yılmadık, asla pes etmedik. Çanakkale’de yedi düvele karşı nasıl kahramanca mücadele verdiysek, arkasında birçok karanlık odağın olduğu terör örgütlerine karşı da aynı kararlılıkla mücadele verdik. Nitekim bugün önemli bir süreç yaşanıyorsa ve tarihi bir adım atılacaksa, anlaşmazlıkların çözümü, aldatılmış olanların kazanılması, terörü türlü bahanelerle kendi amaçları doğrultusunda kullananların emellerine bir son verilmesi durumuna gelinmişse bu ağır bir bedel karşılığında olmuştur. Bu ağır bedelin yükünü üstlenen şehit ve gazilerimiz ile yaşananların en yakın tanığı olan siz şehit ve gazi ailelerimiz de fedakarlığınız, sabrınız ve vakur duruşunuzla milletimizin baş tacı oldunuz. Acılarınızı yüreğinizde taşırken bile dimdik ayakta duran sizler, hepimize metanetin ne demek olduğunu bir kez daha gösterdiniz. Devlet ve millet olarak her zaman yanınızda olmak boynumuzun borcudur.''