Bankoğlu bir avukat olarak Türkiye koşullarının iç açıcı olmadığını, gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarının koşullarıyla mukayese kabul etmeyecek kadar gerisinde olunduğunu belirtti. CHP Bartın Milletvekili açıklamasında, 5 Nisan 1923’te Ankara Barosu’nun açılışını yapan Atatürk’ün bu özel günü “Avukatlar Günü” olarak ilan etmesiyle ülkemizde kutlandığını belirtti.
Bankoğlu yaptığı açıklamada “Yargıya duyulan güvensizliğe paralellik ne yazık ki avukatlara da sirayet etmektedir. Bugün Türkiye’nin ihtiyacından kat kat fazla kişiyi hukuk fakültelerine alarak, nitelikli eğitim olanağı sunmayarak ve mesleğin nitelikleri düşürülmektedir. Türkiye’deki üniversite mezunu işsizler ordusunun en kalabalık gruplarından biri de avukatlardır. Türkiye’de şu anda 75 Hukuk Fakültesi bulunmaktadır. Binlerce mezun veren bu eğitim kurumları AKP hükümetinin plansız, hesapsız işleriyle her yere açılmış, gençlere ve ailelere umut dağıtılmıştır. Her yıl 15-16 bin gencin hukuk fakültelerine başladığını ve büyük bölümünün çok kötü ekonomik koşullarda çalışmak zorunda kaldığını hatta işsiz olduğunu biliyoruz. Pek çok öğrenci, deneyimli ve bilgili hocalara kavuşamadan okulunu bitiriyor. Tablo böyleyken yargı reformu adı altında parlatılan, hava kadar su kadar ihtiyaç duyduğumuz adaletin sağlanması mümkün olamaz ki. AKP’nin lafta dağıttığı adalet ve yargı masalları, pratikte inim inim inleyen bir ülke var elimizde. Hukuk savunucusu olması beklenen yeni mezun avukatların 6 ay mahkemede, 6 ay avukatın yanında staj yaparken dahi emeklerinin karşılığında ücret alamadığı bir haksızlık, sistemsizlik var. Gerçekten hukuk devleti olmayı başardığımız gün, genci yaşlısı tüm avukatlar da bugün içinde bulunduğumuz kaosa otomatik olarak refleks gösteren bir meslek grubuna dönüşecektir. Anayasanın her gün ayaklar altına alındığı, altını çizerek söylemek gerekirse “devletin başı” dediğiniz insanın ya da insanların yasa, kural tanımadığı bu ortamdaki örnekler ne yazık ki çok çok kötü örneklerdir. Mesleğin saygınlığı ve güvenilirliği korunmak isteniyorsa ülkemizdeki yargı sisteminin şöhretini bir an önce iyileştirmemiz şarttır. Bunun yolu da yasama, yürütme ve yargının bağımsız olarak çalıştığı güçlendirilmiş parlamenter sistemle mümkündür. Avukatlar Günü’nü kutlayabilmeyi çok arzu ettiğimiz bugünlerde 1 Nisan günü milletvekillerinin karar yetkisi alenen gasp edildi. Meclisimizi; tek adamın canı istediği gibi yönetmek için her türlü yolu denemesi tam anlamıyla sivil bir darbedir. Cumhurbaşkanı demek; canı istediği zaman İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıracak canı istediği zaman yurttaşları fişlemek için kullanacağı “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması” muhalefetin oylarıyla reddedildiğinde bir padişah gibi emir verip, “tekrar oylansın” diyecek kişi değildir.
Milli iradeyi, anayasayı, ulusal ve uluslararası hukuku hiçe sayan bu ucube tek adam rejimi; yine millet iradesi ve toplumun her kesimini kapsayan demokratik ve sivil yeni bir anayasayla hukukçular tarafından tesis edilecektir. Tüm meslektaşlarıma birlikte başaracağız, her şey çok güzel olacak diyorum.”açıklaması yaptı.