Oya Ersoy’dan asgari ücretin ve emekli maaşlarının artırılmasına ilişkin kanun teklifi

İstanbul Milletvekili Oya Ersoy DİSK’in kampanyası olan asgari ücretin 750 lira artırılmasına ve en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine yükseltilmesine ilişkin kanun teklifini Meclis başkanlığına sundu.

Vekil Haberleri - 19-10-2021 11:05

Ersoy; Türkiye Devrimci İşçi Sendikalarının asgari ücretin vergilerden ve SGK primlerinden muaf tutularak artırılmasına ilişkin kampanyasının yasal düzenlemesinin yapılması için Meclis Başkanlığına kanun teklifi sundu. Asgari ücretin gelir vergisi, damga vergisinden muaf tutulması ve SGK primlerinin Hazineden karşılanması sayesinde 751,6 lira artmasını ve en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini sağlayacak olan kanun teklifinde özellikle pandemi şartlarında ekonomik krizin yarattığı yükü hafifletilmesi gerektiği dile getirildi.

Asgari ücret ülkedeki tüm çalışanlar için belirleyendir

Ersoy; asgari ücretin Türkiye’de bir işçinin kazandığı en az ücret olmasından çok daha fazla anlamı olduğunu ve ülkedeki neredeyse tüm çalışanların ücretlerinin asgari ücretin artışına göre belirlendiğini dile getirdi.

Ülkenin %99’u, %1’nin refahı için ölümüne çalışıyor

AKP döneminde işçilerin değil, işverenlerin korunduğunu bir çalışma düzeninin yaratıldığını dile getiren Ersoy; ülkenin %99’unun %1’in refahı için ölümüne çalıştırıldığını ifade etti. Ersoy; son bir yılda tüm bu çalışma düzeninin üzerine binen pandemi koşullarının da insanları intihara sürüklediğini dile getirdi.

Meclis yalnızca sarayın ve sermayenin çıkarı için çalışıyor

Pandeminin başından itibaren TBMM’de çıkarılan yasaların hepsinin sermayenin çıkarına hizmet eden, şirketlere vergi muafiyeti ve destekler sağlayan yasalar olduğunu ifade eden Ersoy; işten çıkarılmanın yasaklandığının propandası yapılan yasa ile de işçilerin haklarını güvence altına alınmadığını, ücretsiz izin uygulaması ise işçilerin sefalet ücretine mahkum edildiğini belirtti.

10 milyon işçi asgari ücret ve altında bir ücretle çalışıyor

Ersoy, asgari ücretin Türkiye’de ortalama ücret haline getirildiğini, 10 milyon işçinin asgari ücret ve altında bir ücrete çalıştırıldığını, 3,3 milyon işçi asgari ücretin altında bir ücretle çalıştığını ve asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışan işçi sayısı 1 milyona yakın olduğunu ifade etti.

2021 yılının eylül ayında açlık sınırı 3.049 TL, asgari ücret 2.825 TL

2021 yılının eylül ayında açlık sınırı 3.049 TL, yoksulluk sınırı 9.931,59 TL olarak belirlenmişken, asgari ücretin 2.825 TL olduğunu hatırlatan Ersoy; milyonlarca asgari ücretlinin ve ailesinin açlık sınırının altında yaşadığını söyledi.

Açlık sınırında yaşamaya çalışan asgari ücretli vergi yükünün altında eziliyor

Asgari ücrete uygulanan vergi ve kesintilerin asgari ücretin mantığı ile örtüşmediğini dile getiren Ersoy; Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları’nın raporuna göre brüt asgari ücretin dolaylı-dolaysız vergi ve diğer kesintiler ile birlikte işçinin eline brüt asgari ücretin sadece yüzde 66,6’sı net harcanabilir ücret olarak geçtiğini belirtti.

DİSK-AR’ın hesaplamalarına göre brüt ücretten yapılan doğrudan kesinti toplamı 751,6 TL olduğunu aktaran Ersoy, yine aynı rapora göre brüt ücret üzerinden dolaylı vergiler ve kesintiler hesaplandığında bu kesintilerin toplamı 1.195,21 TL’ye ulaştığını belirtti.

İşverene 147 milyar TL destek, asgari ücretliye destek yok

2008 yılında yapılan düzenleme ile işverene SGK primleri için sağlanan 5 puanlık destek için 2010 yılından bugüne 147 milyar TL harcandığını ifade eden Ersoy; işçilere ise herhangi bir desteğin sağlanmadığını dile getirdi. Asgari ücret artışının önemli bir bölümünün kamu kaynaklarından karşılandığının belirtildiği teklif metninde, işverene sağlanan desteklerin de yine kamunun sırtına yüklenerek halka ödetildiği vurgulandı.

Asgari ücret tümüyle vergiden muaf tutulsun, SGK primleri Hazineden karşılansın

Ersoy; asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve SGK primlerinin Hazine tarafından ödenmesi ile DİSK’in de açıkladığı gibi asgari ücretin 751,6 lira artırılabileceğini ifade etti. Yapılacak bu yasal düzenlemenin özellikle pandemi ile birlikte derinleşen yoksulluğun etkilerini bir nebzede olsa hafifleteceğini ifade eden Ersoy, meclisin şirketleri değil, işçileri ve halkı koruyacak önlemler alması gerektiğini bir kez daha vurguladı.

Ayrıca Ersoy teklif metninde şu sözlere yer verdi:

“Asgari ücretlinin pandemi koşullarında ve ekonomik krizin yükünün altında ezilmesinin önüne geçilmesi, mağduriyetin azaltılması için asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılması ve SGK prim ödemelerinin devlet tarafından karşılanması ile söz konusu ücret 751,6 lira artırılabilir. 2.825,9 TL olan net asgari ücret 3.577,5 TL’ye yükseltilebilir ve bu yolla asgari ücretin toplam maliyeti daha az artmış olacaktır. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve SGK primi desteğinin sağlanmasıyla asgari ücretin yüzde 26,6 oranında artmasını sağlayacaktır.”

Geniş Tanımlı işsizlik 8 milyon 421 kişiye yükseldi.

Haziran 2021’de işten çıkarma yasağının kalkmasının ardından dar tanımlı işsiz sayısında patlama yaşandığını ifade eden Ersoy; Temmuz 2020’de mevsim etkisinden arındırılmış (MEA) dar tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 449 iken Temmuz 2021’de 3 milyon 902 bine düştüğünü belirtti. Ersoy; TÜİK Temmuz 2021 dönemi gösterge işsizlik oranı olarak ifade ettiği MEA dar tanımlı işsizlik oranını yüzde 12,0 ve TÜİK’in âtıl işgücü olarak adlandırdığı, DİSK-AR’ın ise geniş tanımlı işsizlik olarak ifade ettiği oranın ise yüzde 23,6 olarak açıklandığını dile getirdi. Mevsim etkisinden arındırılmış (MEA) geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) oranı son bir aylık dönemde ise 1,2 puan arttığını söyleyen Ersoy; geniş tanımlı işsizliğin Temmuz 2019’dan Temmuz 2021’e 1 milyon 790 bin kişi artarak 8 milyon 421 olarak hesaplandığını belirtti.

Milli gelire oranla halkına en az destek veren ülke Türkiye

Ersoy; pandeminin yönetilememesi ve ekonomik kriz koşullarında pandemi döneminin karşılanması sebebiyle yoksulluğun ve pahalılığın artmaya devam ettiğini ifade ederken, 2022 yılı kış mevsiminde işsizlik ve pahalılığın daha da artacağını dile getirdi. Ayrıca Ersoy; Türkiye’nin salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülke olduğunu belirtti.

Pandemi döneminde işçiler, işsizler, dar gelirliler, esnaflar, çiftçiler geçim sıkıntısı ile boğuşurken bu süreçte ayrıcalıklı şirketlere teşvikler sağlanmış, vergi afları getirilmiştir.

En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine yükseltilsin

Oya Ersoy; emeklilerin Covid-19 yüksek risk grubunda olmaları nedeniyle eve kapandıkları için ruhsal ve sosyal olarak oldukça etkilenmelerinin yanısıra bir de geçim sıkıntısı ile yüzyüze bırakıldıklarını belirtmiştir. Ersoy; döviz kurundaki dalgalanma, ekonomik kriz koşulları  nedeniyle elektrikten, suya, doğalgazdan, gıda ürünlerine kadar tüm bu harcama kalemlerinde fiyat artışları yaşandığı halde zaten düşük olan emekli maaşlarının enflasyon ve pahalılık karşısında eridiğini dile getirdi.

Ayrıca Ersoy teklifinde şunları dile getirdi:

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı haziran ayı enflasyon verileri ile birlikte memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılacak zam oranı da belli olmuştur. Buna göre, memur maaşlarına ve tüm emekli aylıklarına yüzde 8.45 oranında zam yapılmıştır. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı ile pazar ve markette yaşanan enflasyonun aynı olmadığı ise açıkça görülmektedir. Yapılan zamla birlikte 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere doğalgaza yapılan yüzde 12 oranındaki zammın enflasyona doğrudan etkisi 0.2 puan, elektriğe yapılan yüzde 15 oranındaki zammın etkisi 0.4 puan olacaktır. Elektrik ve doğalgaz zammının enflasyona doğrudan ve dolaylı etkisinin ise 1.1 puan olacağı hesaplanmaktadır. Memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılan zammın 1.1 puanı ise henüz kişilerin eline geçmeden eriyecektir.”

Ersoy; asgari ücretin hali hazırda açlık ve yoksulluk sınırının çok altında kaldığı bilinirken, emekli maaşlarının bu ücretin bile altında olması kabul edilemez bir durum olduğunu ifade etti. Ersoy; “Asgari ücret bile geçinmek için yeterli değilken asgari ücretin altında emekli maaşı ödenmesi emeklileri açlıkla yüzyüze bırakmak anlamına gelmektedir. Pandemi döneminde emeklilerin geçim sıkıntısını bir nebze de olsa azaltmak için en düşük emekli maaşının asgari ücret tutarına çıkarılması gerekmektedir.” dedi.

Günün Diğer Haberleri