Erdoğan'ın Rize'de deniz doldurularak yapılan havalimanına itiraz edenleri vatansever olmamakla suçlayıp hedef göstermesine ÖDP'den tepki geldi.
ÖDP Doğa ve Kent Çalışma Grubu tarafından Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş'ın Ocak ayında deniz doldurularak yapılmak istenen Rize Havalimanı'na ilişkin sorduğu fakat AKP'nin yanıtsız bıraktığı sorular hatırlatıldı.
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerin yerli-yabancı sermayeye satılarak bunların vatanseverlik gibi gösterildiğine dikkat çeken ÖDP Doğa ve Çevre Çalışma Grubu açıklamada, ''Vatanseverlik ülkemizin doğasının talan edilmesi, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin yerli-yabancı sermayeye satılmasıysa biz böyle bir vatanseverliği reddediyoruz. Herkes bilmeli ki bu ülkenin yerli, milli ve gerçek vatansever tek hareketi soldur, devrimcilerdir. Gerisi lafı güzahtır!'' dedi.
Açıklamada şu ifadelerre yer verildi:
Herkes bilmeli ki bu ülkenin yerli, milli ve gerçek vatansever tek hareketi soldur, devrimcilerdir. Gerisi lafı güzahtır!
Herkes Bilmeli ki Bu Ülkenin Yerli, Milli ve Gerçek Vatansever Tek Hareketi Soldur, Devrimcilerdir
Recep Tayyip Erdoğan "denizin üzerine havalimanı yapıyoruz. bunlar istemezük’ dedi. Kim bunlar? Komünistler, komünistler. Bu sol zihniyet, bu komünistler, bunlar hiçbir zaman vatansever değildir, milliyetperver değildir" açıklamaları bugün basına yansıdı.
Burada kastedilen herhalde yapımı devam eden Rize Havalimanı olsa gerek. Bu konuya ilişkin Partimiz Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş tarafından, 13.01.2017 tarihinde Rize İl örgütümüzde bir basın toplantısı gerçekleştirilmiş, yanıtını halen alamadığımız şu soruları sorulmuştu:
1. Yapılması planlanan Rize Havalimanına yaklaşık 91 km. uzaklıkta Batum Havalimanı, 104 km. uzaklıkta Trabzon Havalimanı bulunmakta iken, yeni bir havalimanı gerçekten ihtiyaç mıdır? Bu havalimanının yapılması gerekli midir?
2. ÇED raporuna göre; bu havalimanı, Pazar ve Yeşilköy yerleşim yerleri arasına, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında ve denize uygun dolgu malzemeleriyle doldurularak inşa edilecek. Yine ÇED raporuna göre, yapılan ilk metraj çalışmaları göz önüne alınarak toplam 88,5 milyon ton deniz dolgusuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bozulması kolay, kendini yenilemesi zor, dünyanın en hassas ekosistemi, bu durumda 88,5 milyon ton deniz dolgusu ile kendini yenileyemeyecek kadar tahrip edilmeyecek mi?
3. Şehir merkezine çok yakın bir mesafede bulunan havalimanının yaratacağı kurşun, çinko, bakır gibi ağır metal kirliliklerin doğa ve insan üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler hesaplanmış mıdır? Bu konuda ne tür önlemler alınması düşünülmektedir?
4. 88,5 milyon ton dolgu malzemesi tedarik etmek için bölgede açılacak olan 4 yeni taş ocağı dageridönüşü mümkün olmayan tahribata yol açmayacak mıdır? Taş ocaklarında yapılan patlatmalar, açığa çıkan toz ve gürültü ekosisteme ciddi bir biçimde zarar vermeyecek midir?
Öncelikle “bu sol zihniyet” denizin üzerine yapılan Rize Havalimanı inşaası ile; Karadeniz Sahil Yolu ile zaten tahrip edilmiş olan ekosistemin 88.5 milyon deniz dolgusu ile yok edilmesine, bu miktarda dolgu malzemesi tedarik etmek için bölgede açılacak olan yeni taş ocaklarının yol açacağı tahribata, ÇED raporunda emisyon hesaplarının yapılmamış olmasına, şehir içine çok yakın mesafede bulunan havalimanı kaynaklı kurşun, çinko, bakır gibi ağır metal kirliklerinin doğa veinsan üzerinde olumsuz etkilerin oluşmasına karşıdır.
“Bu sol zihniyet”, Rize Havalimanı’nın ihalesi, Artvin Cerattepe Maden Projesi başta olmak üzere İstanbul 3. Havalimanı ve 3. Köprü, Akkuyu Nükleer Santrali Hidrolik İhalesi, Ilısu Barajı ve HES Projeleri, Hüseyin Avni Paşa Korusu gibi kent yağması ve ekolojik talanın baş mimarı Cengiz İnşaat eliyle yapılan talana karşıdır.
“Vatanseverlerin” Rize’ye yakın 2 havalimanımevcutken, günde 864 uçağın inip kalkabileceği büyüklükte, Rize–Artvin illerine uçakla seyahat eden yolcu sayısına oranla çok fazla bir kapasiteye sahip havalimanı inşasının arkasındaki sebebin, Karadeniz Bölgesi’ni, Trabzon’dan karşılayarak helikopterle gezdirdikleri Katar Emiri ve Arap sermayesine peşkeş çekmek olduğunu iyi biliyoruz.
14 yıl boyunca doğa ve kentler üzerine karar alırken yaşam alanlarının yabancı ve yandaş şirketler eliyle yağmalanmasını hep öncelik olarak gören iktidar bugün yağma ve talana karşı çıkanları vatansever olmamakla eleştirmesi gülünçtür.
Vatanseverlik ülkemizin doğasının talan edilmesi, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin yerli-yabancı sermayeye satılmasıysa biz böyle bir vatanseverliği reddediyoruz.
Herkes bilmeli ki bu ülkenin yerli, milli ve gerçek vatansever tek hareketi soldur, devrimcilerdir. Gerisi lafı güzahtır!
ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ
DOĞA KENT VE YAŞAM ÇALIŞMA GRUBU