İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Şenol Sunat ve İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, TBMM'de ortak basın toplantısı yaptı. Sunat, TBMM Genel Kurulu gündemindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’ni şöyle değerlendirdi:
“TEKLİFE BASİT BİR MEVZUAT DÜZENLENMESİ BİLE DENİLEMEZ: Bu kanun teklifinin geri çekilerek yeniden hazırlanması gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz. Öğretmenlerin, eğitimin paydaşlarının eğitim sendikalarının eğitim uzmanlarının görüşünü almadan öğretmenlik gibi ihtisas mesleğini kapsamlı bir mesleği 12 maddelik 'Öğretmen Meslek Yasası' adıyla düzenlemeye kalkmak, sonunda konuyu eğitim öğretim tazminatı ve ek göstergeye indirgemek onu da şarta bağlamak ve 2023’e ertelemek eğitime ve öğretmene hiç ama hiç değer vermediklerinin somut göstergesidir. Öğretmenler yıllardır bu yasayı bekliyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik ekosisteminin birleşenlerini bir bütün olarak kapsamalı ve rollerini doğru olarak tanımlamalıdır. Eğitimde en önemli rol ve kilit olan öğretmenliğin statüsünü rolün önemine verilen değer olmalıydı. Öğretmenlik mesleğinin statüsü bu şekilde taslaklarla yükseltilemez. Bu teklife basit bir mevzuat düzenlenmesi bile denilemez.
TEK YENİ DÜZENLEME 3600 EK GÖSTERGE VE EĞİTİM VE ÖĞRETİM TAZMİNATINI DÜZENLEYEN MADDELER: Bu teklifin 3,4,5 ve 6’ncı maddeleri 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda bulunan ve bu teklifle kaldırılan 43’üncü ve 45’inci maddelere ekleme ve çıkarmalar yapılarak düzenlenmiştir. Üstelik kaldırılan 43’üncü ve 45’inci madde daha kapsamlıdır. Burada tek yeni düzenleme 3600 ek gösterge ve eğitim ve öğretim tazminatını düzenleyen maddelerdir. Bu teklif içinde olmadan da öğretmenlere 657 sayılı Kanuna ek yapılarak 3600 ek gösterge hakkı tanınabilirdi zaten. 3600 ek gösterge düzenlemesiyle eğitim ve öğretim tazminatını düzenleyen ilgili maddenin 2023 yılında yürürlüğe girecek olması da zaten ayrı bir garabettir. Burada yapılan siyasi popülistliktir ve tatlı su kurnazlığıdır. Öğretmenliği ilgilendiren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı KHK gibi muhtelif hukuki düzenlemelerin arasına bir yenisi daha ekleniyor. Derli toplu, yekpare bir meslek kanunu çıkarma fırsatını da maalesef kaçırıyoruz.
BU KANUN TEKLİFİNDE, BELİRLİLİK HİÇBİR MADDEDE YOKTUR: TBMM İç Tüzüğü’nün 38’inci maddesi uyarınca, komisyonlar kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasa’nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Hukuk devleti olmanın en önemli göstergesi belirliliktir. Bu kanun teklifinde, belirlilik hiçbir maddede yoktur.
ZATI MUHTEREM BÖYLE GEÇMESİNİ EMRETMİŞ: Sözde bu teklif Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonunda görüşüldü. Verdiğimiz tüm değişiklik önergeleri sayısal çoğunluğa bağlı olmak üzere reddedildi. Çünkü, zatı muhterem böyle geçmesini emretmiş, karar vermiş.”
"KADROLU SÖZLEŞMELİ AYRIMININ KALDIRILMASININ TEK YOLU, SÖZLEŞMELİLERİN KADROYA ALINMASI"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kadrolu öğretmen ile sözleşmeli öğretmen ayrımını ortadan kaldırıyoruz” açıklamasını hatırlatan Sunat, şunları söyledi:
"Bir kesim sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırıldı zannetti. Bir kesim ise en büyük problem olan parçalanmış aile yapısının artık sona erdiğini zannetti. Yani öğretmenler yine kandırıldı. 652 sayılı KHK’da sözleşmeli öğretmenler ibaresinden sonra gelmek üzere tayin gerekçesi, can güveliği ve sağlık mazeretine dayandırıldı. Buradan soruyorum, mazeret tayinine aile bütünlüğü nasıl girmez? Kısaca sözleşmeli öğretmenlere eş durumlarından tayin hakkı verilmiyor. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statülerde çalıştırılması, öğretmenlik mesleği açısından onur kırıcı bir durumdur. Kadrolu sözleşmeli ayrımının kaldırılmasının tek yolu, sözleşmelilerin kadroya alınmasıdır.”
"HALEN ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERİN SESİNİ DUYMAK İSTEMİYORLAR"
Ücretli veya vekil öğretmen uygulamasının da asla kabul edilemeyeceğine işaret eden Sunat, “Ücretli öğretmen sayısı 85 bini aştı. 115 bin norm açığı var. Halen atanmayan öğretmenlerin sesini duymak istemiyorlar” dedi.
"SALLANMAYI GEÇTİK MÜLK YIKILIYOR"
Öğretmen atamalarında mülakat sistemine devam edileceğini vurgulayan Sunat, “Öğretmenliği kabul sürecinde mülakat sistemi mutlaka kaldırılmalıdır. Bu gençlerin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz. Devlete ve ülkesine karşı güvensizlik yaşıyorlar. Daha dün bir atanamayan öğretmen intihar etti. ‘Adalet mülkün temeli’ diyoruz. Adaletsizliğe uğramaları bir yana insanların zihinlerinde adaletten yana şüphe uyandığı zaman, mülk sallanır. Sallanmayı da geçtik mülk yıkılıyor. KPSS’den en yüksek puanları alıp mülakatta eleniyorlar. Vicdanlar hiç mi sızlamıyor” dedi.
"SINAV ŞARTI KALDIRILSIN"
Sunat, kariyer basamağı uygulamasının geçmişte uygulandığını ve mahkeme kararıyla kaldırıldığını hatırlattı. Sunat, "Düzenlemenin yapıldığını mahkeme kararıyla geri çekildiğini anımsatan Sunat, “Hazırlanan yönetmeliklerle kariyer basamaklarının sınırlı mali kadrolara bağlanacağı görülmektedir. 16 yıldır verilmeyen ve sınavı yapılmayan bir sistemde zaten hizmeti 20 yılı aşmış olan öğretmenlerin imtihan kazanarak uzman öğretmenlik verilse bile baş öğretmenlik için 10 yıl daha beklemeleri gerekeceğinden bu haktan yararlanmaları ancak emeklilik dönemlerinde mümkün gözükmektedir. Bizler diyoruz ki İYİ Parti olarak, sınavı şartı kaldırılsın” diye konuştu.
ÖRS: "KPSS PUAN ÜSTÜNLÜĞÜNE GÖRE KADROLU İSTİHDAM SAĞLANMALI"
Sunat'ın ardından konuşan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ise "Öğretmen atamalarında mülakat adayın mesleki bilgi ve yeterlilik düzeyini ölçmekten uzaktır. Mülakat süreci şeffaf ve denetlenebilir bir tarzda da düzenlenmemektedir. Bugün mülakat atama için değil yandaş olmayanı eleme için yapılmaktadır. Bu nedenle mülakat yerine daha adil hakkaniyetli bir uygulama olan KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu istihdam sağlanmalıdır" dedi.