CHP'li YILMAZ: AKP DÜZENİNİ YIKACAK OLAN KADINLARDIR

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Ülkede ve ailede yaşanan her sorunun sonuçlarını herkesten ağır yaşayanların kadınlar olduğunu vurgulayarak “Tüm zorlukların faturasını öncelikle ödeyen kadınlardır. Bu zorlukların hesabını soracak olan ve AKP düzenini yıkacak olan da kadınlardır” dedi.

GÜNDEM - 25-11-2017 15:14

CHP’li Yılmaz, Ülkede ve ailede yaşanan her sorunun sonuçlarını herkesten ağır yaşayanların kadınlar olduğunu vurgulayarak “Tüm zorlukların faturasını öncelikle ödeyen kadınlardır.  Bu zorlukların hesabını soracak olan ve AKP düzenini yıkacak olan da kadınlardır” dedi.

YILMAZ: “AKP DÜZENİNİ YIKACAK OLAN KADINLARDIR”

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Ülkede ve ailede yaşanan her sorunun sonuçlarını herkesten ağır yaşayanların kadınlar olduğunu vurgulayarak “Tüm zorlukların faturasını öncelikle ödeyen kadınlardır.  Bu zorlukların hesabını soracak olan ve AKP düzenini yıkacak olan da kadınlardır” dedi.

Açıklamasında, sadece Ekim ayında 40 kadının öldürüldüğünü, 32 çocuğun istismara uğradığını 25 kadına cinsel şiddet uygulandığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti: “Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor. 2016 yılında 328 kadın öldürüldü. Bu rakamlar kadın cinayetlerine karşı gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.”

“AKP’NİN DESPOTİK ANLAYIŞINI KADINA BAKIŞINDAN OKUYABİLİRİZ”

AKP’nin despotik anlayışını en net şekilde kadına bakışından okuyabiliriz diyen Yılmaz, “AKP’den cinsiyet eşitsizliğine ve kadına şiddete karşı mücadeleye yönelik yasal düzenlemeler beklemek oldukça hayaldir. AKP’nin böyle bir derdi yoktur. Kadını baskılamak, kadına sadece anne ve eş olarak bir yer tarif etmek, hatta tümüyle tek tip bir kadın tarifi yapmak gibi bir derdi vardır. Bu nedenle AKP’nin 2019’dan sonraki atacağı adımların kadınlar için daha büyük bir tehdit oluşturacağı görülmektedir” dedi.

Yılmaz, kadına şiddette, tacizde ve tecavüzde ve her türlü psikolojik şiddete karşı önleyici önlemler alınmadan kadına yönelik şiddete karşı mücadele ediyormuş gibi yapmanın samimi olmadığını da vurguladı.

Cumhuriyet’in kadının güvencesi olduğunu söyleyen Yılmaz, “Cumhuriyet ve laiklik kadının güvencesidir. Özgürlüğünün teminatıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında dahi 1926’da Medeni Kanun kabul edilerek,  Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırılmış, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı tanınmıştır.” İfadelerini kullandı.

“AKP, CUMHURİYET’in KADINA TANIDIĞI HAKLARI GERİ ALMAK PEŞİNDEDİR”

Müftülüklere verilen nikah kıyma yetkisini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

“AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis’ten geçecek" dediği müftü nikahı da  AKP iktidarının kadına toplumda biçtiği rolü tarif etmektedir. Muhafazakâr kültüre yaslanan AKP, Müftü nikahı ile çocuk yaşta evliliklerin yasallaşmasını sağlamış, çok eşliliğin, evlilik dışı çocukların önünü açmıştır. Müftü nikahı sadece cinsiyetler arasında değil kadınlar arasında da zaten ayrımcılığı yerleştirecektir.  AKP, Cumhuriyet’in getirdiği tüm haklar, kadına tanıdığı hakları da öncelikle geri almak peşindedir.”

“AKP ZİHNİYETİ, ÜÇ ÜZYIL GERİDE 18. YÜZYILDA KADINI YAŞATMAK İSTEMEKTEDİR”

Yılmaz yaptığı açıklamada, “AKP’nin kadın kimliğini yok sayan söylemleri gündelik hayatta dahi kadının iradesini planlı bir şekilde yok etmeye dönüktür. Kürtajdan, sezaryenden,  üç çocuk yapmaktan, kahkaha atmaktan tutun da kızlı-erkekli söylemlere kadar hayata geçirdiği politikalar da kadını toplumsal ve psikolojik bir şiddet sarmalının içine sürüklemeyi amaçlamaktadır.  AKP kadına yönelik şiddeti sistemli bir şekilde sosyal hayata yerleştirmektedir. Cinsiyet ayrımcılığına karşı hiçbir önlem almamakta aksine cinsiyet ayrımcılığından faydalanmaktadır. Okullarda kız ve erkek çocuklarını ayrı oturma düzeninden pembe otobüslere kadar kadını günlük hayatta ötekileştiren politikaları hayata geçirmek peşindedir. Kız ve erkek çocuklarının eşit haklarla eğitim görmeye başladığı yıllar Cumhuriyetimizde 1924’te başlarken AKP zihniyeti 21.yüzyıl değil üç yüzyıl geride 18.yüzyılda kadını yaşatmak istemektedir. “ ifadelerini de kullandı.

AKP Muhafazakâr politikalarla cinsiyet eşitsizliğini perçinlemekte, kadın bedenini hedefe oturtmaktadır diyen Yılmaz, “Günümüz Türkiye’sinde kadına yönelik şiddetin AKP politikalarıyla son 10 yılda artış gösterdiği bilinen bir gerçektir. 2016 yılı TÜİK araştırmalarına göre ülkemizdeki kadınların %37’si yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmiyor” dedi.

 

Cumhuriyet’in ilk yıllarında sosyal hayata katılımda kadının hak ettiği yeri alması için yapılanlara değinen Yılmaz, şöyle devam etti:

“Cumhuriyetin ilk yıllarında kadına seçme- seçilme hakkı, kız çocuklarının eşit tahsil görme hakkı verilmiş, kadınların yüksek tahsil görme hakkı ve sosyal hayata katılımda kadının hak ettiği yeri almasını sağlamak için çabalanmıştır. Bugünün Türkiye’sinde TÜİK’in 2015 raporlarına göre okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır.  Türkiye’de 2015 yılında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen oranı erkeklerde %1,8, kadınlarda %9’dur. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %15,5 olup bu oran erkeklerde %17,9 kadınlarda ise %13,1’dir. Türkiye’de kadın istihdam oranı ise erkeklerin yarısından azdır. Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı %46 olup, bu oran erkeklerde %65, kadınlarda ise %27,5 oldu.”

 

           Cumhuriyetin ilk yıllarında kadına seçme- seçilme hakkı, kız çocuklarının eşit tahsil görme hakkı verilmiş, kadınların yüksek tahsil görme hakkı ve sosyal hayata katılımda kadının hak ettiği yeri almasını sağlamak için çabalanmıştır. Bugünün Türkiye’sinde TÜİK’in 2015 raporlarına göre okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır.  Türkiye’de 2015 yılında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen oranı erkeklerde %1,8, kadınlarda %9’dur. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %15,5 olup bu oran erkeklerde %17,9 kadınlarda ise %13,1’dir. Türkiye’de kadın istihdam oranı ise erkeklerin yarısından azdır. Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı %46 olup, bu oran erkeklerde %65, kadınlarda ise %27,5 oldu.

 

Günümüz Türkiye’sinde kadına yönelik şiddetin AKP politikalarıyla son 10 yılda artış gösterdiği bilinen bir gerçektir. 2016 yılı TÜİK araştırmalarına göre ülkemizdeki kadınların %37’si yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmiyor.

AKP Muhafazakâr politikalarla cinsiyet eşitsizliğini perçinlemekte, kadın bedenini hedefe oturtmaktadır.

 

AKP’nin kadın kimliğini yok sayan söylemleri gündelik hayatta dahi kadının iradesini planlı bir şekilde yok etmeye dönüktür. Kürtajdan, sezaryenden,  üç çocuk yapmaktan, kahkaha atmaktan tutun da kızlı-erkekli söylemlere kadar hayata geçirdiği politikalar da kadını toplumsal ve psikolojik bir şiddet sarmalının içine sürüklemeyi amaçlamaktadır. 

 

AKP kadına yönelik şiddeti sistemli bir şekilde sosyal hayata yerleştirmektedir. Cinsiyet ayrımcılığına karşı hiçbir önlem almamakta aksine cinsiyet ayrımcılığından faydalanmaktadır. Okullarda kız ve erkek çocuklarını ayrı oturma düzeninden pembe otobüslere kadar kadını günlük hayatta ötekileştiren politikaları hayata geçirmek peşindedir. Kız ve erkek çocuklarının eşit haklarla eğitim görmeye başladığı yıllar Cumhuriyetimizde 1924’te başlarken AKP zihniyeti 21.yüzyıl değil üç yüzyıl geride 18.yüzyılda kadını yaşatmak istemektedir. 

 

Kadını korumaya yönelik söylemi sadece kadını iş hayatından ve sosyal hayattan izole etme maksadı taşıdığı görülmektedir.

Ancak kadının özgür olduğu toplumlar özgürdür. Anneliği kutsallaştırıp kadını mutfağa yakıştıran AKP iktidarı için cinsiyet eşitliği bir tehdittir. AKP iktidarı yasal düzenlemelerle de kadına yönelik şiddetin beslenmesini, cinsiyet eşitsizliğinin yerleşmesini sağlamaktadır. Kadının evlendikten sonra 1 yıl içerisinde işinden ayrıldığında alacağı tazminata yönelik düzenlemesi de kadını iş hayatından koparmayı amaçlamıştır. 2016 sonuçlarına göre; kadınların çalışmasını uygun bulanların oranı toplamda %84,9 olup kadınlarda %91,5 oldu. Bu da gösteriyor ki kadınlar çalışmak istiyor.

 

Dünyada kadınların %70’i yaşamlarının bir kesitinde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalırken kadına yönelik şiddette, tacizde ve tecavüzde  ve her türlü psikolojik şiddete karşı önleyici önlemler alınmadan kadına yönelik şiddete karşı mücadele ediyormuş gibi yapmak samimi değildir.

 

Cumhuriyet ve laiklik kadının güvencesidir. Özgürlüğünün teminatıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında dahi 1926’da Medeni Kanun kabul edilerek,  Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırılmış, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı tanınmıştır.

 

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis’ten geçecek" dediği müftü nikahı tasarısı da  AKP iktidarının kadına toplumda biçtiği rolü tarif etmektedir. Muhafazakar kültüre yaslanan AKP, Müftü nikahı ile çocuk yaşta evliliklerin yasallaşmasını sağlamış, çok eşliliğin evlilik dışı çocukların önünü açmıştır. Müftü nikahı sadece cinsiyetler arasında değil kadınlar arasında da zaten ayrımcılığı yerleştirecektir.  AKP, Cumhuriyet’in getirdiği tüm haklar, kadına tanıdığı hakları da öncelikle geri almak peşindedir.

 

Üzülerek söyleyebiliriz ki Türkiye’de her üç gelinden birini çocuk gelinler, yani 18 yaş altında evlendirilenler oluşturuyor. Sadece Ekim ayında 40 kadın öldürüldü, 32 çocuk istismara uğradı, 25 kadına cinsel şiddet uygulandı. Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor. 2016 yılında 328 kadın öldürüldü. Bu rakamlar kadın cinayetlerine karşı gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.

 

AKP’nin despotik anlayışını en net şekilde kadına bakışından okuyabiliriz. AKP’den cinsiyet eşitsizliğine ve kadına şiddete karşı mücadeleye yönelik yasal düzenlemeler beklemek oldukça hayaldir. AKP’nin böyle bir derdi yoktur. Kadını baskılamak, kadına sadece anne ve eş olarak bir yer tarif etmek, hatta tümüyle tektip bir kadın tarifi yapmak gibi bir derdi vardır. Bu nedenle AKP’nin 2019’dan sonraki atacağı adımların kadınlar için daha büyük bir tehdit oluşturacağı görülmektedir. 

 

Ülkede ve ailede yaşanan her sorunun sonuçlarını herkesten ağır yaşayan kadınlardır. Tüm zorlukların faturasını öncelikle ödeyen kadınlardır.  Bu zorlukların hesabını soracak olan ve AKP düzenini yıkacak olan da kadınlardır.

 

             

 

Necati YILMAZ

                                                                                                           CHP Ankara Milletvekili

                                                                                                  TBMM Adalet Komisyonu Üyesi

                                                                                             

 

 

 

 

 

 

Günün Diğer Haberleri