CHP’li Utku Çakırözer, HDK Soruşturmaları Kapsamında Tutuklananları Ziyaret Etti

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, HDK soruşturmaları kapsamında tutuklanan gazeteci, sanatçı, senarist ve siyasetçileri Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. Çakırözer, tutuklu isimlerin, özgürlüklerinin haksız yere ellerinden alındığını ve içerideki delillerin yetersiz olduğunu belirterek, hukuksuzluklara son verilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Gezi Davası tutukluları için de özgürlük çağrısında bulundu.

Vekil Haberleri - 07-03-2025 13:48

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer HDK soruşturmaları kapsamında tutuklanan gazeteci, sanatçı, senarist ve siyasetçileri Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Soruşturmalar kapsamında tutuklanan İlke TV çalışanı gazeteci Elif Akgül, Çakırözer aracılığıyla gönderdiği mesajında, “Benim tek yaptığım, tek bildiğim iş gazetecilik” derken, sanatçı Pınar Aydınlar da, “20 kişi bir koğuştayız. Sözde aynı örgütüz ama birbirimizi ilk kez burada gördük! 8 Mart’ta bu zindandan mesajım belli: Zalimin zulmüne direnen tüm kadınlara selam olsun!” dedi. Cezaevinde özgürlüklerinin çalındığını söyleyen Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, “10 yıldır tüm emek, barış ve demokrasi oluşumlarında yer alıyoruz. Özellikle son dönem işçi direniş hareketinin güçlü unsurlarından olduğumuz için bize ve bizim üzerimizden işçi sınıfına gözdağı veriyorlar” mesajını verirken, senarist Ayşe Bengi de, “İpe sapa gelmez iddialarla öğretmenleri, gazetecileri, siyasetçileri toplamışlar buraya” mesajlarını iletti. Ziyaretleri sonrasında açıklamalarda bulunan Çakırözer ise, içi boş dosyalarla insanların özgürlüklerinin çalınmasına son verilmesi çağrısında bulunarak, “Bir yandan ‘Türkiye’de Kürt sorununu bitireceğiz’ diye süreç başlatıyorlar, diğer yandan yüzlerce siyasetçiyi, sanatçıyı, gazeteciyi, avukatı, öğretmeni, aydını hukuksuzca zindana tıkıyorlar! Nerde kaldı demokrasi ve hukuk devleti? Gazetecileri, aydınları zindanda tutarak demokratikleşme olmaz” açıklamalarını yaptı. “SİYASİ OLARAK REHİN ALINMIŞ TUTSAKLARIZ” İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik 18 Şubat’ta başlattığı operasyonlar kapsamında tutuklanan aralarında gazeteci, sanatçı, siyasetçilerin bulunduğu çok sayıda isim 17 gündür özgürlüklerinden mahrum. Bakırköy Cezaevi’nde HDK soruşturmaları kapsamında tutuklanan İlke TV çalışanı gazeteci Elif Akgül, sanatçı Pınar Aydınlar, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ile senarist Ayşe Bengi’yi ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ziyaretlerde kendisine aktarılan mesajları kamuoyu ile paylaştı. Çakırözer’in görüştüğü isimler, “20 kişi bir koğuştayız. Sözde aynı örgütüz ama birbirimizi ilk kez burada gördük. Burada siyasi olarak rehin alınmış tutsaklarız” mesajını verdi. GAZETECİ AKGÜL: “BENİM TEK BİLDİĞİM İŞ GAZETECİLİK” İlke TV çalışanı, gazeteci Elif Akgül: “Benim tek yaptığım, tek bildiğim iş gazetecilik. Uzun süre serbest muhabirlik yaptım. Şimdi İlke TV’de çalışıyorum. Bugüne kadar gazeteci olarak çok dövüldüm, engellendim. Tutuklu çok gazetecinin haberini yaptım. Şimdi ilk kez ben de tutuklanıyorum. Ama önüme delil diye konan belgelere bakıyorum. Hepsi gazetecilik faaliyeti. 2012 yılından konuşma tapelerim var. Bunları o dönem FETÖ’cü polisler ve savcılar toplamıştı. Hukuksuz dinlemeler. Bunları dinletenler şimdi cezaevinde. 1 Mayıs 2013’te polisin DİSK binasına müdahalesi sırasında Bianet’te arkadaşlarımla yazışıyorum. Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sorular sordular. Bir de isim benzerliği olan başka bir Elif Akgül hakkındaki haberler bana soruldu! Tamamen siyasi rehine gibi tutuyorlar bizi burada. İçeridekilerin bir bölümünü haber takibinden tanıyorum. Ama bir kısmı ile ilk kez nezarethanede tanıştık. Birbirini tanımayan yüzlerce kişilik bir örgütüz, nasıl oluyorsa!” AYDINLAR: “ÇOCUKLARIMIN ÖNÜNDE ALNIMA SİLAH DAYADILAR” Sanatçı Pınar Aydınlar: “Ben 25 yıldır konserler veren bir sanatçıyım, halk müziği öğretmeniyim. Çağırdınız da gelmedim mi? Neden sabah saat 05.00’da kapıma panzerle dayanıyorsunuz? ‘2 dakika durun, giyineyim’ dedim izin vermeyip koçbaşı ile eve girdiler. Çocuklarımı yere yatırdılar. Onların önünde alnıma silah dayadılar. Onlara da silah doğrulttular. Bu yapılan açıkça tacizdir ve insan onuruna insan haklarına aykırıdır. Polisin bu tutumu yüzünden 4 gün boyunca açlık grevine girdim savcılığa çıkarılana kadar. Sonra gidiyoruz savcılığa ortada delil falan yok. Ne belge ne tape ne şikayet, ne açık ne gizli tanık! Hiçbir şey yok. Neymiş adım ‘başkan’ olarak yazılmış. Evet çünkü ben 2014’te HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayıydım. Sırrı Süreyya Önder ile eş başkan adaylarıydık. Boy boy afişlerim vardı. Saklı gizli değil ki bu. Suç da değil. Ama bu yüzden 10 gündür tutukluyuz. 20 kişi bir koğuştayız. Sözde aynı örgütüz ama birbirimizi ilk kez burada gördük! 8 Mart’ta bu zindandan mesajım belli: Zalimin zulmüne direnen tüm kadınlara selam olsun!” BENGİ: “KOÇBAŞI İLE DAYANDILAR, 91 YAŞINDAKİ BABAMIN SAĞLIĞINDAN ENDİŞE ETTİM” Senarist Ayşe Bengi: “91 yaşındaki babamla 50 metrekarelik bir evde kalıyoruz. Dizi senaryoları yazarak geçiniyorum. Sabah 5’te koçbaşı ile dayandılar kapıya. Babamın sağlığına bir şey olacak diye çok endişe ettim. Delillere bakıyorsunuz, 2020 yılında HDK Genel Kurulu’na delege olarak katılmışım. İyi ama HDK resmi bir yapı. Eş Genel Başkanı Meral Danış Beştaş geldi cezaevinde burada bizi ziyaret etti. Resmen kara komedi! Bir diğer delil telefonumda bulunan bir belgesel. Senaryo doktorluğu yapmam için bana gönderilmiş. Ben yapmamışım, yaymamışım. Başka delil ise, HDP’nin miting çağrısı cep telefonuma gelmiş. Bunlarda ne var? İpe sapa gelmez iddialarla öğretmenleri, gazetecileri, siyasetçileri toplamışlar buraya!” BARBAROS: “ÜZERİMİZDEN İŞÇİ SINIFINA GÖZDAĞI VERİYORLAR” Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros Durmuş: “Gözaltı ve tutukluluk birlikte hesaplandığında 15 gündür özgürlüğümüz çalınmış durumda. Önümüze delil diye konanlar ise tamamen boş. Neymiş 2012 yılında HDK kadın meclisindeymişim. Evet ama sonra 2014’de sanırım HDK ile yollarımızı ayırdık. Bunu resmi olarak da duyurduk. Cinayetlere Karşı Acil Önlem Platformu’ndan bana ‘Leyla Güven’e Özgürlük’ e-mail’i gelmiş. Binlerce kişiye gitti bu mesaj. Bundan suç çıkar mı? Geçen yıl Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan HDK Kongresi’ne katılmışım. Evet Emek il Başkanı sıfatımla davet edildiğimiz için katıldım bir saat sonra da ayrıldım. Bunda ne var? Onlarca parti il başkanı ve temsilcisi de katıldı. Peki niye buradayım o zaman? Emek Partisi İstanbul İl Başkanı olduğum için. 10 yıldır tüm emek, barış ve demokrasi oluşumlarında yer aldığımız için. Özellikle son dönem işçi direniş hareketinin güçlü unsurlarından olduğumuz için bize ve bizim üzerimizden işçi sınıfına gözdağı veriyorlar.” ÇAKIRÖZER: “KÜRT SORUNU BİTECEK DİYORLAR, AYDINLARI ZİNDANDA TUTUYORLAR” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ziyaretleri sonrasında yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Ortada öncelikle gözaltına alış süreçleri itibariyle büyük hak ihlali var. Bu insanlar toplumda tanınan gazeteciler, siyasetçiler, sanatçılar, aydın kişiler. Yerleri yurtları belli. Çağrıldıklarında gelebilirler. Böyle şafak baskınlarıyla gözaltına almak hukuksuzluk. Ayrıca aralarında ilişki olmayan, birbirini cezaevinde tanıyan bir terör örgütü olabilir mi? Deliller boş. ‘12-13 yıl önce şu toplantıya niye katıldınız, size bu mail niye geldi’ diye suç olmaz. Bir yandan ‘Türkiye’de Kürt sorununu bitireceğiz’ diye süreç başlatacaksınız, diğer yandan yüzlerce siyasetçiyi, sanatçıyı, gazeteciyi, avukatı, öğretmeni, aydını hukuksuzca zindana tıkacaksınız. Nerde kaldı demokrasi ve hukuk devleti? Bu siyasi tutukluların tutukluluk kararlarına yaptıkları itirazların hakimlerce titizlikle incelenip bir an önce sonuçlandırılması ve içi boş dosyalarla bu insanların özgürlüğünün çalınmasına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.” “DEMOKRATİKLEŞMENİN YOLU GEZİ’YE ÖZGÜRLÜKTEN DE GEÇİYOR” Bakırköy Cezaevi’nde Gezi Davası tutukluları Mine Özerden ve Çiğdem Mater ile de görüşen Çakırözer, “Bakırköy’de Mine Özer’den, Çiğdem Mater; Silivri’de Can Atalay, Tayfun Kahraman 3 yıldır, Osman Kavala 7 yıldır özgürlüklerinden mahrum. Her ziyarette onlara yaşatılan bu hukuksuzluğun bitirilmesi çağrımızı yeniliyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesinin, Türkiye’nin hukuk devletine kavuşmasının bir yolu da Gezi tutuklularının özgürlüklerine kavuşmasından geçiyor. Gezi Davası tutuklularına yaşatılan bu hukuksuzluk, bu ayıp da artık sonlandırılmalı” çağrısında bulundu.

Günün Diğer Haberleri