CHP’li Sarıbal: "Ekonomik Kriz ve Hukuksuzluk Sistematik Hale Geldi"

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de hukuksuzluğun ve ekonomik çöküşün sistematik hale geldiğini belirterek, tek adam rejiminin ülkeyi ekonomik çıkmaza sürüklediğini söyledi. Sarıbal, Gazi Katliamı’nın 30. yılında adalet çağrısı yaparken, Suriye’de yaşanan insanlık suçlarına karşı TBMM’nin aktif rol alması gerektiğini vurguladı.

Vekil Haberleri - 12-03-2025 12:24

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de hukuksuzluğun ve ekonomik çöküşün sistematik hale getirildiğini belirterek, “İktidar uygulamaya koyduğu politikaların hukuki zeminlerini de oluşturmaya çalışıyor. Bir ülkede adalet yoksa o ülkede geçim de olmaz, ekonomi de düzelmez. Artık ekmek aslanın ağzında değil midesinde, bıçak eti de kemiği de geçti. Eskiden kıt kanaat geçinmek diye bir şey vardı, şimdi kıtlık var. Çünkü demokrasi yoksa adalet yoksa, geçim de olmaz, ekonomi de düzelmez. Emeğin karşılığı verilmez, halk yoksulluğa mahkum edilir” dedi.

Siber Süper Diktatörlük

Milletvekili Orhan Sarıbal, iktidarın hukuk sistemini tamamen kendi çıkarlarına uygun hale getirdiğini vurguladı. TBMM Genel Kurulu’nda 14 maddesi kabul edilen Siber Güvenlik Kanunu teklifine de tepki gösteren Sarıbal, kanunun basın özgürlüğünü, özel hayatın gizliliğini ve demokratik hakları hedef aldığını belirtti. Kanunla birlikte, AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından atanacak bir yetkilinin mahkeme kararı olmaksızın ilgili kurum ve kuruluşları denetleyebileceğini söyleyen Sarıbal, “Bu düzenleme, hukukun üstünlüğünü tamamen ortadan kaldırarak süper diktatörlüğe geçişin aracı haline getiriliyor” ifadelerini kullandı.

Ekonomik Krizin Sebebi Tek Adam Rejimi

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği merkeziyetçi yapının, ekonomik göstergelerde olumsuzluklara yol açarken, denetim mekanizmalarının etkisiz hale geldiğini belirten Sarıbal, “Tek Adam” rejiminin Türkiye’yi ekonomik çıkmaza sürüklediğini rakamlarla anlattı:

“Enflasyonun yükselmesi, alım gücünü ciddi şekilde düşürdü. Asgari ücret ve sabit gelirli kesimler için reel gelir kaybı yaşandı. Ekonomik kriz ve yüksek işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdi. Aradan geçen 7 yılda açlık sınırı 14 kat, yardıma muhtaç hane sayısı 2.5 kat arttı. 252 bin 348 çocuğun ailesi, çocuklarının en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma geldi. Enflasyon, 2018’de yüzde 20.30’ken, yüzde 39.05 oldu. Türkiye'de en büyük banknot olan 200 TL ilk kullanılmaya başlandığında 125 dolar veya 4,8 gram altın alınabiliyordu. Günümüzde sadece 5,9 dolar alınabiliyor. Ücret, maaş ve aylıklara yapılan zamların önemli bir kısmı daha yılın ilk iki ayında eridi. TÜİK enflasyonu yüzde 31 düşük göstererek milyonlarca memur ve emeklinin maaş zammını bilinçli olarak engelledi.

Bir de dalga geçer gibi, emekliye bayram ikramiyesini 1000 liralık artışla 4000 lira yaptılar. Emekli ikramiyesi asgari ücretin yüzde 18’ine gerilerken, Meclis’e sunulan teklifle Cumhurbaşkanı'nın maaşı TBMM Başkanı'nın maaşının yüzde 5 fazlasına endekslendi. Cumhurbaşkanı ödeneği 2025 bütçesinde toplam 2 milyon 856 milyon lira, 12 ay boyunca aylık 238 bin lira olarak belirlendi. Buna göre Cumhurbaşkanı maaşının yüzde 40’ı üzerinden hesaplanan emekli aylığı 95 bin 200 lira olurken kanun teklifinde yer alan maddeye göre Cumhurbaşkanının emekli maaşı 142 bin 456 TL’ye çıkacak. Kanun değişikliği sonrası 2025 yılı için Cumhurbaşkanı emekli aylığı yüzde 52,8 oranında artmış olacak” ifadelerini kullandı.

"İnsanlık Suçlarının Zaman Aşımı Olmaz"

Milletvekili Sarıbal, açıklamada 12 Mart Gazi Katliamı’nın 30. yılında katledilenleri andı, “İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun, adaletin terazisinde tartılması gerekirken, iktidarın terazisinde ölçüldüğünü görüyoruz. Gazi Davası, tıpkı Sivas, Çorum ve Maraş Davaları gibi katliamı aklayan ve mağdurları suçlayan ve cezalandıran sürece dönüştü. Katliamlarda cezasızlık ilkesi bu toprakların asırlardır değişmeyen zihniyetidir. Gazi inkar, imha ve devlet eliyle hukuk dışı yapılanmaların cinayeti ve katliamının en belirgin örneğidir. Gazi Katliamı, devletin başrol üstlendiği böyle bir katliamdır. Hedefinde Madımak’ta eksik kaldığı düşünülen Alevi katliamının devamı vardı.

Sadece Alevi toplumunun değil, tüm toplumsal kesimlerin aslında vicdanı bu ülkede rahat değil. Toplum, devletin katliamlarla yüzleşmesini ve tüm sorumluların açığa çıkarmasını bekliyor. Ve hukuksuzluk bir kez normalleşirse, çürüme her yere yayılır” diye konuştu.

Sarıbal, Suriye’de uluslararası hukukun açıkça tanımladığı bir insanlık suçunun işlendiğini belirterek, “Türkiye Suriye’de yaşananlara mezhepçilik çerçevesinden değil, insanlık ve vicdan penceresinden bakıp, katliamın durdurulması için Meclis nezdinde aktif rol almalıdır” ifadelerini kullandı.

Günün Diğer Haberleri