Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Ege Adaları’nın Yunanistan tarafından işgali ve Muğla’ya bağlı Keçi Adası’nın Yunanistan tarafından turizme açılması hakkında verilen yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, “Ege’de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası antlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmaması sorunlar arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
Hükümet İşgalleri Kamuoyundan Kaçırmaya Çalışıyor
CHP Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara, sürekli olarak gündeme getirdiği Ege Denizi’ndeki Türk karasularında bulunan Adaların Yunanistan tarafından işgaline dair iddiaları Haziran ayında Muğla’ya bağlı Keçi Adasının Yunanistan Hükümeti tarafından turizme açılmış olması ile ilgili haberlerle yeniden TBMM’ye taşımıştı. Kara önergesinde Keçi Adası’nın Yunanistan tarafından turizme açılmasının yasal dayanağını sorarken Nisan ayında Cumhurbaşkanının Yunanistan Başbakanı Çipras ile Çin’de yaptığı görüşmeyi de hatırlatmış ve Ege Adalarındaki Yunanistan işgali konusunda en üst düzeyde bir tepki gösterilip gösterilmediğinin yanıtlanmasını istemişti.
Önergeye Dışişleri Bakanı tarafından verilen yanıtta Türkiye ile Yunanistan arasında sorunlar olduğu itiraf edilirken sorunların barışçıl bir şekilde müzakereler yoluyla çözülmesinin benimsendiği belirtildi. Önergesine gelen yanıta tepki gösteren CHP Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara “Dışişleri Bakanlığı çeşitli zamanlarda tarih ve kanıt sunarak sorduğumuz sorularımıza her defasında virgülüne kadar aynı yanıtı vermekte ancak önergenin içeriğinde yer alan soruları görmezden gelmektedir. Maalesef Dışişleri Bakanlığı Muğla İlimize bağlı olan Keçi Adası’nın Yunanistan tarafından işgal edilmediği ya da turizme açılmadığını söyleyememekte, uluslararası bir antlaşma olmadığı için sorunlar olduğu doğru ifadelerini kullanarak işgalleri kamuoyundan kaçırmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Atı Alan Üsküdar’ı Geçti
Bakanlığın verdiği yanıttaki “Ülkemizin bu mesele dahil, tüm Ege sorunlarına ve bunların çözümüne ilişkin görüşleri, Bakanlığımızın 1996 yılından bu yana yaptığı muhtelif açıklamalarla kamuoyumuzla paylaşılmış, bu çerçevede Yunanistan’ın statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğimiz ve teşebbüs edilmesi halinde bunların hukuki açıdan bir sonuç doğurmayacağı duyurulmuştur” ifadelerine “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyerek tepki gösteren Kara, “Hükümetin açıklamaları demek ki Yunanistan tarafından pek duyulmamış. Yunan Hükümeti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olduğu Lozan ve Paris Antlaşmaları ile belirlenmiş, İngiliz ve Amerikan Haritalarında da gösterilmiş olan Keçi Adası’nı işgalle kalmamış, bir de bu Adayı turizme açarak ülkesine ekonomik bir gelir elde etmektedir. Bununla da yetinmeyip, Koçbaba ve Ardıççık Adalarında rüzgar ve güneş enerji santralleri kurarak enerji üretimi yapmakta ve bunu Yunanistan için kullanmaktadır. Türk Hükümeti ise kağıt üzerinde aslan kesilmiş ancak iş, işgallerin sonlandırılması olduğunda süt dökmüş kedi gibi davranmaktadır. AKP Hükümeti antlaşmalara rağmen topraklarımızın işgaline göz yumarak vatana ihanet suçunu işlemeye devam etmektedir. Dışişleri Bakanlığının resmi sitesinde de 6 mil olarak kabul edilen Karasularımız AKP Hükümeti tarafından fazla kabul görmüyor herhalde ki Yunanistan tarafından bunun yok sayılmasına ısrarla müsaade ederek işgalleri meşrulaştırmaktadırlar” dedi.
Adalarımızdaki Yunan Yerleşimi Uluslararası Hukuk Açısından da Sıkıntı Yaratacak
Ege Denizi’nde Türk Karasularındaki 18 Adanın 2004 yılından beri Yunanistan tarafından işgal altında olduğunu hatırlatan Kara, sıklıkla bu adalara Yunan askeri ve siyasi makamlarından kişilerin Adalardaki Yunan asker ve görevlilerini ziyaret ettiklerini ve bunları resmi makamların internet sitelerinde yayınladıklarını belirtti. “Sayın Çavuşoğlu verdiği yanıtta notalarla gerekli uyarıları yaptıklarını ifade etmiş ancak bu notaların hiçbir işe yaramadığı, Yunanistan’ı adalarımızı turizme açmaya ve adalarımızda enerji santralleri kurmaya teşebbüs edecek kadar cesaretlendirmiş. Sayın Bakan Yunan makamlarının bu gibi teşebbüslerinin hukuki bir sonucu olmayacağını söylemiş. Yunanistan’ın işgal ettiği 18 adamızdaki varlığını sonlandırmak için bugüne kadar bir girişimde bulunulmamış, yarın Adalarımızdaki bu yerleşim uluslararası hukuk açısından da sıkıntılar yaratacak. Adalarımızda başlayan ve göz yumulan yerleşim yarın sonlandırılamadığında AKP Hükümeti bunun hesabını nasıl verecek Türk Milletine?” diyerek Hükümeti sorumlu davranmaya çağırdı.
“İşgaller Avrupa Birliği Nezdinde de Kabul Edilmiş Görünüyor”
Hükümetin dış politikada zaferden zafere koştuklarını anlattığını ancak AKP iktidarı dış politikalarının Türkiye Cumhuriyeti tarihi için bir hezimetten ibaret olduğunu söyleyen CHP Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara, “Adalarımız 2004 yılından beri Yunan işgali altında. AKP’liler Adaları kim verdi gibi sorularla konuyu mecrasından saptırmaya çalışıyorlar ama kendilerine 2004 yılındaki iktidarın AKP olduğunu hatırlatmakta fayda var” ifadelerini kullandı.
Kara ayrıca 5 Ağustos tarihinde Avrupa Parlamentosu Üyesi Notis Marias’ın Eşek Adası’na yaptığını ve Belediye Başkanı ile Yunan Askeri üssünü ziyaret ettiğini hatırlattığı açıklamasında “Sayın Çavuşoğlu’nun hukuki bir sonucu yoktur dediği işgaller Avrupa Birliği nezdinde kabul edilmiş görünmektedir. 2004 yılından beri devam eden Yunan işgali Avrupa Birliği tarafından da bu eylemle meşru görülüyorsa AKP iktidarı AB ile müzakereler başlamadan önce kamuoyundan gizlediği bir pazarlık içerisine mi girmiştir?” diyerek Hükümetin bu konuda kapsamlı bir açıklama yapmak zorunda olduğunu belirtti.
Hükümetin bu konuda sorumsuz davrandığını ve vatan topraklarını terk etmeyi politika sandığını belirten Kara "Tek bir kurşun atılmadan ülke topraklarını başka bir ülkeye terk etmek vatana ihanettir. Hal böyleyken bir tek nota bile vermemiş olanlar ihanet içinde olduklarının farkındadırlar. Umarız 1996 da çıkılan Ve Şanlı Türk bayrağını adaya dikenleri kumpaslar ile tutuklamış olanlar, bugün 15 Temmuz darbe kumpası sonrası aynı Kardak Kayalıklarına çıkamamış korkaklardır. Bu milletin başını eğdiren komutanlar ve yöneticiler günü gelecek millet tarafından tıpkı daha önce ihanet edenler ve kumpasçı ve uluslararası emperyalistlerle işbirliği içinde bu vatanı ve milleti parçalamaya çalışanlar elbet hesap vereceklerdir. Ama Türkiye Cumhuriyeti ve Milleti ilelebet yaşayacaktır" dedi.