“Bundan tam 45 yıl önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972 de,12 Mart Faşistleri tarafından asılarak katledildiler . Tarihe üç devrimci yürek, üç genç fidan, olarak geçen ve hala gönüllerdeki yerini ve acısını koruyan bu devrimci gençler,Emperyalizme ve faşizme karşı, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye istediler. Suçları buydu, bunun için darağacına gönderildiler.
Her geçen gün, Türkiye halkının ve devrimci gençliğinin onlara olan özlemi artarak devam etmektedir.
Zaman Denizleri haklı çıkardı:
Çünkü ,zaman Denizlerin ön görüsünü haklı çıkarmıştır.Günümüzde emperyalizme karşı mücadele daha da büyük bir önem kazanmıştır. Çünkü ,bu gün Denizlerin ileri sürdükleri talepler geçerliliğini sürdürmekle kalmamış çok daha önem kazanmıştır.
O tarihten bu güne bir çok hükümet, siyasal iktidar değişti.Ama ne yazık ki siyasal anlayış asla değişmedi. Hatta koşullar daha da ağırlaştı. Demokrasi ortadan kalktı. OHAL olağan hale geldi. Dışa bağlı siyasal bağımlılık her geçen gün biraz daha artmaktadır. Hergün ulusal kurtuluş savaşımız ve Laik demokratik Cumhuriyetimiz sorgulanır hale gelmiştir.
Ulusal Kurtuluş Savaşına sahip çıktılar.
Denizler, Mustafa Kemalin önderliğinde emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşının kazanımlarına sonuna kadar sahip çıktılar.
Onun içinde hala Gençliğe umut olmaya devam ediyorlar.
Her 6 Mayıs’ta, binlerce genç, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Emperyalizmin temsilcisi Amerikan askerlerini denize döktüğü Dolmabahçe’ye yürüyorlar.
Her 6 Mayıs’ta, devrimcilerin, ve demokratların ellerinde yine mücadele bayrakları var. Dillerinde kardeşlik türküleri var. Çünkü ; Onlar,ezilen halkın umudu olmuşlardır.
Umut olmaya da devam edecekler.Onlar ; Baskı gören, katliama uğrayan inanç sahiplerinin, ezilenlerin, mağdurların yoldaşıdırlar.
Onlar devrimci bir Miras bıraktılar.
Emperyalizme, faşizme ve sömürüye karşı bağımsızlık ve özgürlük için çalışmak, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilenlerin hakkını savunmak; onların bize bıraktığı devrimci bir mirastır.
Denizler hiç tereddüt etmeden idam sehpasını kendileri tekmelediler.
O karanlık gecenin ortasında "kahrolsun emperyalizm", "yaşasın halkların kardeşliği" diye haykırdılar..
Bu gün biz de kahrolsun emperyalizm, yaşasın halkların kardeşliği diyoruz.. Çünkü Kardeşliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Özgürlük ve demokrasiyi savunmanın yolu, Denizlerin bu onurlu kavgasına sahip çıkmaktan geçer. Onlar ; ‘’Bu vatan , uğrunda can verenlerin vatanıdır.’’ diyerek yola çıktılar ve mücadele verdiler. Varlıklarını Türkiye halkına armağan ettiler.
45. Ölüm yıl dönümünde , başta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan olmak üzere,
68 Kuşağının, Devrimci önderleri olan, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya , Terzi Fikri ve onların tüm yoldaşlarını bir kez daha saygı ile anıyorum.
Can Yücelin dizeleri ile sözlerime son veriyorum
Ve işte Bizim Deniz;
En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu.
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak....
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi....
Acıyorsam sana anam avradım olsun,Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun. “