CHP Sözcüsü Öztrak'tan 'darbe' açıklaması: Bu ülke ne çektiyse sarayın TSK'ya kumpaslarla soktuğu mensubiyeti başka yerlere ait olan generallerden çekti

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

SİYASET - 05-04-2021 16:42

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"Erdoğan şahsım hükümeti zulmüyle milletimizi artık nefessiz bırakıyor. Milletmiizin nefesini zamlarla, baskıyla kesiyor.

Enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'in makyajlı rakamlarıyla bile durum felaket. Martta 12 aylık enflasyon 16,9 olmuş. Bu enflasyonla Türkiye en yüksek enflasyona sahip 14. ülke. Erdoğan şahsım hükümetinin yarattığı tablo bu. 

Pazardaki, marketteki yangın çok büyük. Çekirdek enflasyon göstergeleri tükeetici fiyatlarının üstüne çıkmış. 

Önümüzdeki aylarda milletimizin sırtına yüklenecek zamlar çok daha ağır olacak. 

Gerçek enflasyonu saklıyorlar. 

Bağımsız ekonomistlerin açıkladığı rakamlara göre mart ayında enflasyon TÜİK'in açıkladığının 3 katı. Enflasyonu düşük göstererek emkliye, memura hakettiği aylığı vermemek zulümdür. 

Milletimizin her şeyin farkında. Anketlerde milletimizin yarısı enflayon yüzde 40'ın üstünde, diyor. Mutfaktaki yangın partili ayrımı yapmaz. 

Genel bakanımızın ısrarlarıyla emekliliere bayramlarda ikramiye veriliyor. 

Her şeye zam geldi bayram ikramiyelerine gelmedi. Yandaşların geçilmeyen köprülerinin garantilerini dövize endekslemeyi biliyorlar. Enflasyon kaybının telafisi için bayram ikramiyesinin 1500 TL olması gerekiyor.

Bunların yandaşa hizmet etmekten emekliye hizmet etmeye sıra gelmiyor. 

10 milyon emekliye söz veriyoruz. İktidara gelmeden bayram ikramiyelerini verdirdik, gelince hakkınızı vereceğiz.

Türkiye lebaleb kongrelerin katkısıyla salgının merkezlerinden biri oldu ülkemiz. Günlük vaka sayıları 40 binin üstüne yerleşti.

Günlük vaka sayısında 4 Nisan itibariyle ABD'yi de geçtik. Salgınla mücadeleyi kaybettik. 

Aslı Özkısırlar 25 gün boyunca uygun bir hastane yatağı bulunamamış. Aslı günlerce sesini Sağlık Bakanı'na duyrumaya çlaıştı ama duyuramadı. Acaba Aslı gibi yaşamını yitiren kaç hasta var? Zulmün pençesi bir kadının canını elinden aldı. Aslı'nın acılı kardeşi, 'ablam can çekişe çekişe öldü' diyor. Baş sağlığı diliyoruz.

Zulmün pençesi kadınların, çocukların boğazından da çekilmiyor. Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Kadın ve çocuk katillerinin sırtı 3-5 oy uğruna Erdoğan tarafından sıvazlandı. Martta 28 kadın hunharca öldürüldü. Bundan sonra nefesi kesilen her kadının canında, çoucklara uzanacak her reizl elde Erdoğan şahsım hükümetinin eli vardır. 

Ülkemiz burnuna pudra şekeri çekenlere mi yoksa boğazına basıp nefesini kestiğiniz Boğaziçili gençlere mi emanet edilecek? Erdoğan 

Dün genel başkanımız üniversite mezunu işsiz gençlerle beraberdi. Dertlerini dinledi. 

Millet çocuklarını zorlukla okutuyor, dirseklerini çürüten çocuklar iş bulamıyor. Her 4 gençten 1'i işsizde demek ki Erodğan hükümeti görevini yerine getirmemiştir.

Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'de onlarca müzisyen gencimiz canına kıydı. Hafta sonu Sakarya'da bir genç 'hayattan bir beklentim yok' diyerek yaşamına kıydı. 

Kısa Çalışma Ödeneği'ne son verildi. 1 milyon 300 işçimiz ya işsiz kalacak ya zorunlu izne çıkarıalcak. Nisan ve mayıs aylarında günde 2 lira 30 kuruş sağldunlar zam yapmışlar. Bu arada Borsa İstanbul yönetimine atadığın saray çocuklarına yüzde 33 zam yapacaksın. 

Turizm sezonu geliyor. Bu yıl turist sayısı artacak. Kısa çalışma ödeneğini erkenden keserek Erdoğan hükümeti işletmeleri felç edecek. Dünya esnafına desteği kesiyor mu, artıyor mu bir bakın.

Herkes desteği erken kesmek hatadır, diyor. Bu yapılan zulümdür.

Çiftçilerimiz de Erdoğan'ın şahsım hükümetinden payını alıyor. Aylardır çiftçinin borcunu faizsiz yapılandırın, dedik. Meclis'e düzenleme geldi ama sağ fare bile doğrumadı. Ziraat Bankası çiftçilere yapılandırmada yer almıyor. 

Erdoğan hükümeti faiz lobilerine yaptığı atamalarla selam çakıyor. Milletin 128 milyar dolarını buharlaştıranlar arkalarında iz bırakmamak için anlaşılan mıntıka temizliği yapıyor. Yakında arşivlerde yangın çıkarsa ya da su basarsa şaşırmayın. 

Bu ülkede zulmünü sürekli artıran bir şahsım hükümeti var. Yüz binlerce ailenin hayatı karardı. 

CHP olarak tüm mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Halkın gerçek gündeminin çalınmasına asla izin vermeyeceğiz.

Dün zulmün üstünü darbe iddialarıyla örtme senaryosu sahneye konuldu. Biz bu kabak tadı veren tiyatroyu çok izledik. Erdoğan hükümeti Ayasofya baş imamı şeriat istediğinde ses çıkarmıyor, bölücübaşının mektubunun okunmasına, bölücübaşının kardeşinin TV'ye çıktığında buna ifade özgürlüğü diyor. 

15 Temmuz'da FETÖ örgütüyle göğüs göğüse çarpışan amirallerin bulunduğu grubun yaptığı açıklama darbe olarak niteleniyor. Erdoğan şahsım hükümeti darbe ve vesayet tamtamlarını çalmaya başladı.

Emekli amirallerinin yaptıkları açıklamanın yöntem ve şekli eleştirilebilir ama bu metinden darbe çıkarmak farklı bir hüner ister. 

15 Temmuz'u daha unutmadık. Hain darbe girişimi herkesin hafızalarında taze. Türkiye'de darbe olmasın istiyorsanız emekli amirallerden değil sarıklı amiralleden çekineceksiniz.

Bu ülke ne çektiyse sarayın TSK'ya kumpaslarla soktuğu mensubiyeti başka yerlere ait olan generallerden çekti. Bugün bir tarikat gitti, başkası geldi. Erdoğan'a soruyoruz: Aklınızın başınıza gelmesi için ülkenin başına hangi felaketler gelmesi gerekiyor.

Genel başkanımız Yenikapı'da Erdoğan'a 'adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokma' demişti. Erdoğan camiye de, kışlaya da, adliyeye de acımasızca sokmaya devam etti.

Millet iradesine darbe halkın yüzde 49,5 oyunu almış bir başbakanı istifaya zorlamak da olur. Millet iradesine darbe OHAL koşullarında referandum yapıp, mühürsüz oyları seçim sürerken geçerli sayarken de olur. İstanbul seçimlerini mızıkçılık yapıp tekrarlatmakla da olur. Millet iradesine darbe reddedilen yasa teklifini kayyum başkana içtüzüğü çiğneterek genel kurula tekrar getirmekle de olur. 

Bu darbelerin hepsi asker postalıyla değil Erdoğan'ın ayağındaki mokasenle yapılmıştır.

Biz darbenin her türlüsüne karşıyız. 

Milletimiz amirlallerin bildirisinden darbe tezgahının komedi olduğunun farkındadır. Bu, Montrö Sözleşmesi'nden çıkılmasın diyenlere gözdağı, Kanal İstanbul üzerinden okyanus ötesine göz kırpmaktır. 

Milletimiz her şeyi görüyor, sandık önüne geldiğinde bu kibirli kadroları evlerine gönderecek.

Amirallerin gözaltına alınmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. 

Biz iktidara geldiğimizde ucube projenin (Kanal İstanbul) yapımcıların para ödemeyeceğiz. Montrö Sözleşmesi'nden Kanla İstanbul'a yol döşemek okyanus ötesine selam göndermektir.

Şahsım hükümeti için emekli amiraller, cübbeli sarıklı amirallerden daha tehlikeliymiş."

Günün Diğer Haberleri