Bilkent Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik başlatılan soruşturma sonucu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 106 kişi hakkındaki gözaltı kararını protesto etti. Yapılan açıklama, "Seçme seçilme hakkı dahil siyasal özgürlüklerimizi kazanmanın tek yolunun, AKP'ye ve temsil ettiği düzene karşı mücadele etmekten geçtiğinin farkındayız. Halkın iradesine yönelik saldırılara geçit vermeyeceğiz" denildi.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan soruşturma sonucu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 106 kişinin gözaltına alınmasına karşı kampüste ''Halkın iradesine yönelik saldırılara geçit vermeyeceğiz'' diyerek, eylem yaptı.
"Kayyumlar gidecek biz kalacağız", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganları eşliğinde eylem yapan üniversite öğrencileri basın açıklaması yaptı. Öğrenciler tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
"Yeni bir AKP saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çeşitli belediyeleri kapsayan bir operasyonda aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da yer aldığı 100’ün üzerinde kişi için gözaltı kararı çıkarıldı.
İstanbul Üniversitesi yönetim kurulunun diploma iptali ile başlayan süreç, gözaltı işlemleri ile devam etti. Atadığı rektörler aracılığıyla üniversiteleri kendi arka bahçesi haline getiren AKP, açıkça kuralsız ve hukuksuz bir sürecin başlamasını sağladı. Sürecin hukuksuz olduğu çok net bir gerçek olsa da AKP saldırılarının asıl niteliği ortadadır. AKP, 'suç örgütü üyeliği' ve 'terör' yaftalarıyla seçme ve seçilme hakkı dahil olmak üzere siyasal alanın tümüyle tasfiyesine başlamıştır.
"AKP ekonomik kriz ve baskı koşullarına karşı ses çıkaran her kesimi saldırılarının odağı haline getirmiştir"
Son aylarda birçok il ve ilçe belediyelerine kayyum atayarak halkın iradesini hiçe sayan AKP, yargıyı sopa olarak kullanmaya devam etmiş, halkın iradesini yok saymıştır. Tek adam iktidarı faşizmin inşasında baskılarını artırmış, hayatın her alanında emekçilere, gençlere, kadınlara yönelik saldırılarını daha iştahlı bir biçimde gerçekleştirmiştir. Yarattığı ekonomik kriz ve baskı koşullarına karşı ses çıkaran her kesimi saldırılarının odağı haline getirmiştir.
Siyaseti büsbütün olarak sandığa indirgeme girişiminde bulunan AKP, bu hamleyle siyasal alanı tasfiye etmeyi hedeflemekteydi. Düzen siyasetinin ise, AKP'nin bu hamlesine adeta çanak tutuşu, AKP'yi geriletmemiş, aksine halkı daha da edilgenleştirerek siyaset alanının dışına itmiş ve siyasal alanın iktidar eliyle daraltılmasına hizmet etmiştir.
İktidardan ya da temsil ettiği kurumlardan, sorunların çözümüne yönelik bir hamle beklemek AKP'nin suçlarına ortak olmaktan öteye varamaz. Tablo ne kadar iç karartıcı olsa da Bilkent Üniversitesi öğrencileri olarak bu tabloyu tersine çevirmenin yolunu biliyoruz. Seçme seçilme hakkı dahil siyasal özgürlüklerimizi kazanmanın tek yolunun, AKP'ye ve temsil ettiği düzene karşı mücadele etmekten geçtiğinin farkındayız.
"Kurtuluş yok tek başına, yap hep beraber ya hiçbirimiz"
AKP; baskılarla, gözaltılarla ve yargı sopasıyla halkı susturabileceğini sanıyor ama yanılıyor. Dün İstanbul Üniversitesi’nde ve ODTÜ’de görüldüğü üzere, iktidar halk nezdinde artık bir rızası olmadığını, kaybedeceğini anladığı her anda önümüze barikat kurmaktan, oluşan kitlesel muhalefeti biber gazıyla, plastik mermiyle dağıtmaya çalışmaktan geri durmuyor. Gençlikse iktidarın tüm bu baskı yasak ve saldırılarına rağmen, hayatlarımıza saldıran bu rejimin karşısında bir arada mücadele etmekten, barikatları yıkmaktan asla vazgeçmiyor.
Halkın iradesine yönelik saldırılara geçit vermeyeceğiz. Üniversitelerden yükselttiğimiz sesi ülkenin tümüne yayacak, halkın mücadelesini örgütleyeceğiz. Bir kez daha haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, yap hep beraber ya hiçbirimiz."