Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası, Mart 2025 Basın Çalışanları Taban Ücret Araştırması'nı tamamladı. Araştırmada, "Türkiye ve bölge siyaseti tarihi dönemeçlerden geçerken yayın organlarının kepenk indirmeye başladığı bir dönemin kapısı aralandı. 2025 yılında 75 bin 973 lira olarak hesaplanan yoksulluk sınırını aşabilenler, sektörün ancak yüzde 5'ini oluşturuyor. Her 3 basın emekçisinden biri 30 bin lirayı aşmayan ücretlerle çalışıyor. 5 yıl tecrübeli basın emekçileri ise 33 bin 526 lira ortalama ile büyük kentlerde barınma ücretini zor karşılayacak pozisyona itiliyor" denildi.
Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DiSK Basın-İş) tarafından hazırlanan, 65 farklı medya kurulusundan 125 basın emekçisinin verileriyle düzenlenen Mart 2025 Basın Çalışanları Taban Ücret Araştırması'nı tamamladı. Araştırmada şu ifadelere yer verildi:
"Yayın organlarının kepenk indirmeye başladığı bir dönemin kapısı aralandı"
"Bu çalışma, sektördeki maaş seviyeleri, kıdem süreleri ve gelir beklentileri arasındaki farkları net şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye ve bölge siyaseti tarihi dönemeçlerden geçerken yayın organlarının kepenk indirmeye başladığı bir dönemin kapısı aralandı. Teknoloji tekellerinin reklam politikaları, siyaset-medya ilişkisi ve aşılamayan toplumsal kutuplaşmanın dayattığı atmosferin yarattığı örgütsüzdük, patronların düşük ücret politikasına karsı direnç gelişmesini engelliyor. Sermayenin düşük ücret-yüksek kârlılık politikası halkın haber alma hakkini gasp etmeye devam ediyor. Mevcut tablo ekonomik krizin faturasını isçilere kesen Şimsek programıyla birleştiğinde basın emekçileri de yoksulluğa ve sefalete itiliyor.
"Her 3 basın emekçisinden biri 30 bin lirayı aşmayan ücretlerle çalışıyor"
Mart 2025 Basın Çalışanları Taban Ücret Araştırmasına göre, 2025 yılında 75 bin 973 lira olarak hesaplanan yoksulluk sınırını aşabilenler, sektörün ancak yüzde 5'ini oluşturuyor. Her 3 basın emekçisinden biri 30 bin lirayı aşmayan ücretlerle çalışıyor. 5 yıl tecrübeli basın emekçileri ise 33 bin 526 lira ortalama ile büyük kentlerde barınma ücretini zor karşılayacak pozisyona itiliyor.
"Zam oranları emekçileri enflasyon karşısında koruyacak şekilde düzenlenmelidir"
Aynı işyerinde 5 yıldan az çalışanların oranı yüzde 88 iken, 10 yıldan fazla çalışabilenlerin oranı ise yüzde 6'da kalıyor. Bu durum, geçmişi on yılları aşan medya kuruluşları dahil olmak üzere kurumsal hafızayı yerle bir ederek haber ve içerik üretiminin niteliğine de doğrudan etki ediyor. Hükümetin yıl içinde asgari ücrete ikinci zam niyetinin olmadığı ortamda medya patronlarının ajandalarında da yıl ortasında herhangi bir zam düşüncesi olmadığı anlaşılıyor. Sağlıklı haber akışının toplumsal olarak öneminin arttığı bu günlerde sürekli emekçilerden talep edilen fedakârlıklar, gerçekçi ve karşılanabilir değildir. Medya kurumlarında çalışan emekçiler için temmuz ayında ikinci zam talebi, ücret tartışmalarını aşan yaşamsal bir zorunluluk halindedir. Zam oranları emekçileri enflasyon karşısında koruyacak şekilde düzenlenmelidir. Sendikamız yıllardır basın emekçilerinin taleplerinin takipçisi olmuş ve olmaya devam edecektir."
"Taban ücret belirlenmelidir"
Basın-İş'in araştırma raporunda talepler de yer aldı. Basın-İş, taleplerini şöyle sıraladı:
"Basın emekçileri için insanca yaşanabilir ücretler: Mart 2025 Basın Çalışanları Taban Ücret Araştırması, doğrudan hedefi olmasa da medya sektöründe yaşanan sorunların nedenlerine de ışıl tutmaktadır. Basın çalışanlarının büyük bir kısmı, asgari ücret veya ona çok yakın seviyelerde maaş almaktadır. Bu noktada asıl sorulması gereken, asgari ücretin miktarından çok, neden bu kadar çok basın emekçisinin asgari ücret seviyesinde çalıştırıldığıdır. Artık bu tabloya müdahale edilmesi gerekmektedir. Gazetecilik, belirli bir uzmanlık isteyen, sürekli zamanla yarışılan ve yoğun zihinsel emek gerektiren bir meslek dalıdır. Buna rağmen, çalışanların büyük bölümünün asgari ücret düzeyinde maaş almaşı kabul edilemez. Bu nedenle, asgari ücrete bağlı kalmak yerine meslek için bir 'taban ücret' belirlenmelidir. Bir is yerinde ise yeni başlamış bir basın emekçisinin daha öncesinde de yıllar süren birikimi ve deneyimi olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle önerimiz, mesleğe yeni başlayan bir basın emekçisinin maaşının en az asgari ücretin iki katı olmasıdır.
Deneyime göre ücretlendirme: Ücret artışlarının yalnızca iş değişikliği yoluyla mümkün hale gelmesi, kurum içi istikrarı bozarak sürekli değişen ekipler ve düzensiz haber merkezleri yaratmaktadır. Bunun doğrudan işin kalitesine etki ettiği hem çalışanlar hem de kamuoyu tarafından açıkça görülmektedir. Bu yüzden, tüm basın emekçileri, mevcut maaşlarından bağımsız olarak her yıl en az asgari ücret artışı oranında zam almalıdır. Ayrıca, belirlenen taban ücrete, her yıl için yüzde 3 deneyim farkı eklenmeli ve ayni işyerinde uzun süre çalışanlar için her yıl ek olarak yüzde 5 kıdem zammı uygulanmalıdır. Bu uygulama, kurumsal sürekliliğin sağlanması açısından büyük önem taşmaktadır."