Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yeni çözüm sürecine ilişkin "Terör örgütünün kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakmasına yönelik çağrının değerlendirilmesi çok önemli. Terör örgütünün kendini feshetmesiyle beraber ülkemizde yepyeni bir dönemin, terörsüz Türkiye'nin başlaması hepimizin hedefi. Terörsüz Türkiye'nin şafağındayız" dedi. Tunç, sokak hayvanlarıyla ilgili sorunun devam ettiğini belirterek "Barınak, sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması, onların tedavileri ve sağlıklı bir ortamda yaşatılmasıyla ilgili belediyelerimiz ve il özel idarelerine verilen görevler var. Bu görevleri yerine getirmek gerekiyor" diye konuştu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Van'da katıldığı bir programdan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısına ilişkin görüşünün sorulması üzerine Tunç, şunları söyledi:
“Terörsüz Türkiye hedefi ülkemiz için çok önemli. Türkiye ikinci yüzyılına başlarken terörden kurtulmuş olması hepimizin dileği. Milletçe birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz lazım. Bin yıllık kardeşliğimize maalesef 40 sene önce bir dinamit koyuldu, fitne ateşi yakıldı. Bu fitne ateşi 40 yıldan bu yana ülkemizi ve milletimizi rahatsız etti. Teröre büyük kayıplar verdik. Maddi, manevi kayıplarımız oldu. Trilyonlarca parayı terör ile mücadeleye harcamak durumunda kaldık. Milletimizin refahı için, eser üretmek için harcayacağımız paraları maalesef terör ile mücadelede harcamak durumunda kaldık. Ülkemizin enerjisi maalesef buraya harcandı. Tabi en önemlisi de binlerce şehit verdik.
Dolayısıyla bu büyük acıları yaşamış millet olarak terörden kurtulmayı çok önemsiyoruz. Bu kapsamda da terörün bitirilmesi adına geçmişte de yoğun çalışmalar oldu. Güvenlik güçlerimiz terör ile mücadelede kararlı mücadeleler yaptılar. Milli silahlarımızın artması ve bu kapsamda kapasitemizin artması nedeniyle terör ile mücadelede de büyük bir başarı sağladık. Gerek içten, gerek dıştan gelen tehditleri ortadan kaldırmak için milletçe büyük bir mücadele içerisinde olduk.
Sayın Bahçeli'nin grup konuşmasından sonra ortaya çıkan yeni adımlar var. DEM Parti heyetinin İmralı'da yapmış olduğu görüşmeler sonrasında devam eden çalışmalar var. Ve terörün sonlandırılması, terör örgütünün kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakmasına yönelik çağrının değerlendirilmesi çok önemli. Terör örgütünün kendini feshetmesiyle beraber ülkemizde yepyeni bir dönemin, terörsüz Türkiye'nin başlaması hepimizin hedefi. Türk, Kürt, Çerkez, Laz hiçbir ayrım yapmadan ülkemizin birlik ve beraberliğini koruyarak, iç cephemizi daha da güçlendirerek artık terörsüz bir Türkiye'ye adım atılması gerekiyor. Terörsüz Türkiye'nin şafağındayız. Bu konuda tabii ki herkese sorumluluklar düşüyor. Bu sorumlulukları da inşallah yerine getirerek, inşallah önümüzdeki günler ülkemiz için parlak olacak. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki emellerinin çöpe atıldığı bir dönemi inşallah yaşayacağız."
"Belediyelere ve il özel idarelerine yönelik birtakım görevler söz konusu"
Başıboş hayvanlara ilişkin soru üzerine Tunç, şu ifadeleri kullandı:
"Sahipsiz hayvanlarla ilgili sorun maalesef devam ediyor. Bu konuda Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili bir düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yasalaşmıştı geçen yıl. Önemli bir yasa. Burada tabi bu yasa görüşülürken Meclis’te birtakım dezenformasyonlar da yapıldı. 'Hayvan katliamı' diyenler oldu. Bunu hayvan katliamı şeklinde değerlendirmek doğru değil. Hayvanları sağlıklı yaşatalım ama bu hayvanlar insanlara zarar vermesin. Sokaklarımız güvenli olsun. Bu anlamda yasanın getirdiği birtakım sorumluluklar var.
Belediyelere ve il özel idarelerine yönelik birtakım görevler söz konusu. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 binin üzerinde olan belediyeler bu konu için bütçelerinden pay ayırmak zorunda. Barınak, sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması, onların tedavileri ve sağlıklı bir ortamda yaşatılmasıyla ilgili belediyelerimiz ve il özel idarelerine verilen görevler var. Bu görevleri yerine getirmek gerekiyor. Büyükşehir belediyeleri binde 3 oranında, diğer belediyeler de binde 5 oranında sadece bu alana ayırmak mecburiyetindeler. Eğer ayrılmamışsa burada belediye başkanının, meclis üyelerinin bir sorumluluğu söz konusu. Ayrılan bütçenin yerli yerinde harcanmaması noktasında araştırmalar söz konusu olabilecek.
İçişleri Bakanı'nın da önceki gün yaptığı açıklama da bu konuda denetimleri belediyeler ve il özel idaresi noktasında, bu konuda kanundan kaynaklanan görevleri, bütçe ayırma ve bu bütçenin bu alanlarda kullanılması konusundaki hassasiyetin gösterilmemesi durumunda da gerekli idari soruşturmaların açılabileceğini ifade etmişti. Bunun bir de adli kısmı söz konusu. Maalesef sokak hayvanları nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımız var. Bu çağda sokakta yürünememesi, bir ekmek almaya giden çocuğumuzun köpekler tarafından parçalanması kabul edilebilecek bir durum değil. Bunu önlemek durumundayız. Bunu hep beraber önleyeceğiz. İnsanlarımızın sağlığı, can güvenliği her şeyden önce gelir. Hayvanlarımızın da sağlığı her şeyden önce gelir. Dolayısıyla onlar da bir can. Onları uygun ortamlarda yaşatacağız, kısırlaştıracağız ve onların kendi sağlıklarını tehdit eden ve birbirlerine zarar veren ortamdan korumamız gerekecek.
Dolayısıyla sokakları daha güvenli hale getirmenin yolu yasanın uygulanması. Yasa uygulanmadığı zaman ne olur? Yüksekova da maalesef bir yavrumuz hayatını kaybetti, Karaman'da Rana bebeğimiz 2 yaşında hayatını kaybetti. Bunlar istemediğimiz acı olaylar. Bir daha tekrarlanmasın. Bu hususularda da soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmalar kapsamında kimler görevini ihmal etmişse yargı bunları ortaya çıkartacak. Bu tür acı olaylar sonrasında soruşturma açıldığında Türk Ceza Kanunu'muz görevi ihmal, taksirle ölüme neden olmak, taksirle yaralamaya neden olmak gibi suçlar gündeme gelebiliyor. Dolayısıyla bu suçlar ile karşı karşıya kalmamak için Hayvanları Koruma Kanunu'nda, Türk Ceza Kanunu'nda sorumluluğu olan herkesin hassasiyet göstermesi lazım."