Almanya’da seçimlerden sekiz gün sonra, Hristiyan Demokrat Parti (CDU) lideri Friedrich Merz ve SPD Eş Başkanı Lars Klingbeil, ülke tarihinin en büyük ek borç paketlerinden birine imza attı. Yeni siyah-kırmızı koalisyon, yaklaşık bir trilyon euro ek borçlanmaya onay vermeye hazırlanıyor.
Hristiyan Demokrat Parti (CDU) lideri Friedrich Merz ve SPD Eş Başkanı Lars Klingbeil, seçimlerden sekiz gün sonra ülke tarihinin en büyük ek borç paketlerinden birine imza attı. Yeni siyah-kırmızı koalisyon, yaklaşık bir trilyon euro ek borçlanmaya onay vermeye hazırlanıyor. Bu hamle, önceki hükümetin “çifte darbe” (Doppel-Wumms) olarak adlandırılan borçlanma politikalarını bile gölgede bırakıyor. Ancak en dikkat çeken noktanın, Friedrich Merz’in seçim kampanyası boyunca borç frenini kaldırmayacağına dair verdiği sözleri tamamen çiğnemesi olduğu belirtiliyor.
Borç freni raflarda kaldı, tasarruf reddedildi
Merz, seçim öncesinde savunduğu ekonomik disiplin politikasını sekiz gün içinde rafa kaldırdı. Daha önce Bundeswehr (Alman ordusu) için ek bütçenin tasarruflar ve ekonomik büyüme ile sağlanacağını açıklayan CDU lideri, şimdi ise doğrudan büyük ölçekli borçlanmaya gidiyor.
Almanya’daki ekonomik ve siyasi durumun seçimlerden bu yana radikal şekilde değişmediği göz önüne alındığında, bu kararın hem CDU’nun hem de Merz’in inandırıcılığını ciddi şekilde sarstığı değerlendirmesi yapılıyor. Merz’in en büyük vaatlerinden biri olan “borç freni”nin artık neredeyse tamamen devre dışı kaldığı ifade ediliyor.
Bu tür politika değişikliklerinin Almanya’da özellikle sağ popülist partileri güçlendirme potansiyeli taşıdığına dikkat çeken uzmanlar, seçmenlerin kendilerini aldatılmış hissedebileceğini belirtiyor. CDU ve SPD, borçlanma yoluyla ekonomik büyümeyi hedeflerken, seçmenlerin bu ani değişime nasıl tepki vereceği merak konusu.